DİĞER KATEGORİLER

CUMHURBAŞKANLIGI SEÇİMLERİ SANCILIYDI…

CUMHURBAŞKANLIGI SEÇİMLERİ SANCILIYDI…- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri sürekli sancılı olmuştur. Damga vuran ise 1980 ihtilali öncesi 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçimleri oldu. Fahri Korutürk’ün seçiminde her zaman Türk demokrasisi üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duran askerler bir başka adayın seçilmesini istediler. Bu krizde Demirel ile Ecevit’in anlaşması sonucu Korutürk seçildi, kriz aşıldı. Korutürk’ten sonrasında da ihtilal öncesi aylarca Cumhurbaşkanı seçilemedi. İhtilal gerekçelerinden biri de bu haldi. Abdullah Gül’ün seçimi ise tamamen oyun içinde oyundu. Bir yandan FETÖ bir yandan askerler ve yargı bürokrasisi diğer yanda Tayyip Erdoğan… Bu işte oyuncuydular. Erdoğan yerli ve milli diğerleri ise eski Türkiye yanlısı olduklarından düzenin devamını istiyorlardı. Dış politikayı ABD ekonomiyi IMF içeriyi de biz yönetip sahibinin sesi olma peşindeydiler. Nihayet 367 krizini çıkardılar. Meclisin toplanması için de 367 oy olmalı, dediler. Birçok tartışma çıktı. Bu krizi de yine Bahçeli aştı. Sonradan anlaşıldı ki 367 krizi de Gül’ün cumhurbaşkanlığı için kurulmuş bir oyunmuş. Esas amaç Tayyip Erdoğan’ı seçtirmemekmiş. Aslında Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması çok doğaldı. Lider olarak hakkıydı. Ancak karşısındakiler özellikle FETÖ, derin ABD, derin İngiltere ve İsrail bunu istemiyordu. Seçimden tam iki yıl önce hesaplar yapılıp oyuna başlandı. Erdoğan ile askerler hep karşı karşıya kaldı. Derinler FETÖ’yü ve NATO’cu askerleri kullanıyorlardı. Erdoğan iki cephe arasında kalmıştı. AK Parti içindeki FETÖ'cüler de oyunun içinde idi. Erdoğan ile NATO’cu askerler anlaştılar. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile 27 Nisan muhtırasından sonra uzun süren bir toplantı yaptı ve orada cumhurbaşkanlığı hususunda anlaştılar. Önce FETÖ'cülerle mücadele edilecekti. Bu arada FETÖ'cüler ordudaki NATO’cu subayları çeşitli kumpaslarla ordudan attı. Onlar da Erdoğan’la mücadele ederken başka bir cephe istemiyorlardı. AK Parti de ikiye ayrıldı. Birinci kısım Erdoğan’ı ikinci bölüm Gül’ü cumhurbaşkanı görmek istiyordu. Gül’ü isteyenlerin başında FETÖ'cüler ve Bülent Arınç vardı. Bülent Arınç o ortamda Erdoğan’a biriniz aday olmayacaksa ben aday olacağım ve vazgeçmeyeceğim, dedi. Erdoğan Arınç ve FETÖ'cülerin aynı kişiyi istediklerini biliyordu. Arınç adeta şantaj yapıyordu. Erdoğan şantajı gördü ve adayımız ‘Abdullah Gül kardeşim ’ dedi. Erdoğan’la hesaplaşmak isteyen FETÖ bir cepheyi kazanmıştı. Artık onlar bir an önce hedefe varmak istiyorlardı. Art arda hamleler yapıyorlardı. MİT tırları krizi, MİT müsteşarı krizi, 17-25 Aralık krizi, 15 Temmuz darbesi ile FETÖ Erdoğan’a diz çöktürmek istedi. Bu krizlerin hepsinde de Gül Erdoğan’ın yanında değil hatta karşısındaydı. Sürekli Erdoğan’a muhalefet eden cephelerin içinde bulundu. Millet ittifakı ile cumhurbaşkanı adaylığı bile söz konusu oldu. FETÖ’nün son hedefi Erdoğan’ı öldürüp Türkiye’yi paramparça edip emperyallere peşkeş çekmekti. Ama unuttukları bir şey vardı. Türk Halkı… Halk Erdoğan’a ve vatanına sahip çıktı.