ÇOCUKLARIN SESSİZ ÇIĞLIĞI!- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Nereden başlayacağım nasıl başlayacağım bilmiyorum. Yüreğimiz hala yangın yeri. Nasıl sönecek, muamma. Türkiye’yi ayağa kaldıran rezaleti biliyorsunuz. Çocuk tacizi, her köşede gizlenen, masumiyeti çalan ve gelecekleri karartan bir kâbus gibi. Bu yazıda, bu korkunç gerçeğin pençesinde kıvranan miniklerin sesini duyuracağız. Hem farkındalık oluşturacağız hem de bu sorunun köklerine ineceğiz.
Çocuk tacizi sadece fiziksel yaralar değil, aynı zamanda derin psikolojik travmalar da bırakır. Korku, endişe, depresyon ve TSSB gibi etkiler, mağdurların hayatlarını gölgelemeye devam eder. Düşük özsaygı, güven problemleri ve ilişki kurma zorlukları ise bu travmanın izleridir. Peki asıl soru, bunun vebalini kim verecek?
Malumunuz, Bağcılar’da 60 yaşında bir sapık; Özel yalıtımlı işyeri odasında, çocukları istismar ediyor. Daha yetmiyor, çocuklara, şiddet videoları izletip ölümle tehdit ediyor! Sapığın odasında istismar videoları bulunuyor! Daha korkuncu ise, bir çocuğa 5 yaşından itibaren istismar ediyor ve sonunda çocuk felç oluyor.! Çocuk bu hale gelinceye kadar, annesi babası halası teyzesi amcası komşusu kimsesi yok muydu? Kopsun kıyamet!
Bu arada 2009 yılında şikâyet ediliyor delil yetersizliğinden serbest bırakılıyor. Devletimizin yetkililerinden koca bir ülkeye nefes aldıracak bir açıklama geldi mi? Çocuğu için endişe içinde olan anne babaların yüreğine su serpildi mi?
Sessiz Kalmak Suça Ortak Olmak demektir. Artık bu gerçeğe sessiz kalmanın zamanı değil! Herkesin bu konuda sesini yükseltmesi, farkındalık oluşturması ve bu vahşete karşı harekete geçmesi şart. Unutma, her ihbar bir can kurtarabilir!
Peki, anne babalar olarak çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Her şeyin başı sağlıklı iletişim. Çocuklarımızla açık ve sağlıklı bir iletişim kurduğunuzda kendilerine karşı özgüvenleri öz saygıları öz benlikleri gelişecektir. Bu da hayata karşı daha savunmalı ve kişilik karakter olarak daha sağlam bir birey haline getirecektir.
Çocuklarımızı yetiştirirken, mahremiyet eğitimini Küçük yaşlarda vermeliyiz. Bedeninin özel olduğunu ve özellikle mahrem bölgelerine kimsenin dokunmaması gerektiğini vurgulayarak anlatmalıyız. Olası olumsuz bir durumda sesini yükseltip çığlık atacağını ve anne babasıyla açık bir iletişim ile muhakkak paylaşması gerektiğini öğretmeliyiz.
Şunun altını kırmızı kalemle çizmek istiyorum; çocukken eleştirilmiş azarlanmış şiddete uğramış hatta şiddetin her türlüsüne uğramış özellikle susturulmuş çocuklar istismara daha kolay uğruyor.
Taglar açılmış “Çocuk susar. Sen susma diye. Öyle bir şey olabilir mi ya? Çocuk niye sussun? Daha bebeklikten itibaren çenesini zorla tutup bir lokma fazla yesin diye ağzına kaşığı sokarsan o çocuk susar! Eline kollu baskılayarak yemek yedirirsen zorla o çocuk susar. Anne koooocaman bir böcek gördüm! Dediği an; Sus, kocaman böcek mi olur! Diye ona inanmayacağını empoze edersen o çocuk susar!
Son olarak, idam için referandum yapılmalı! Bence.