ÇOCUKLARI ZEHİRLEMENİN EN KISA YOLU- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli dostlar, bu hafta farklı bir konuyu ele almak istedim. Malumunuz zamana, zamanın yıpratıcı gücüne hiçbir şey direnemez. Her şey eskir, her şey bozuşur, paslanır. Neticede her şey yaşlanır. Yaşlanma ise sadece bedenle sınırlı kalmaz. Onunla birlikte ruh da nasibini alır. Ancak ruh, yaşlandıkça daha bir güçlenip olgunlaşır. Biz de bilimi, aklı ve bize bağışlanan doğal yeteneklerimizi iyi kullanabilirsek bu bozuşmayı bir hayli yavaşlatabiliriz. Farkında mısınız, gittikçe merhametini yitiren, şefkatten nasiplenmeyen insanlarla muhatap olmaya başladık. Sabırsız, hoşgörüsüz, tahammülsüz bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Olumsuz, “bir dünya” örnek varken, içimizi ferahlatan örnekler devede kulak; yemekte tuz misali kadar azaldı neredeyse… Ne oldu bizlere ve ne diye bu hallere geldik diye düşünüp duruyoruz. Aslına bakarsanız her şey mutfakta başlıyor. Çocuk eğitimine dair köşe yazılarında sıkça ifade ettiğim; bu işin ‘helal lokma' ile başlaması. Dolayısıyla bu minvalde mutfak çok önemli. Helal lokma batını kısmı, bir de bu işin zahiri kısmı var.
Bir zamanlar, gıda ürünlerinden birinin tanıtımı şu sloganla biterdi: “Ne yediğiniz önemlidir!” Evet, her ne kadar, bir gıda ürününü, sağlık ve temizlik özelliklerine sahip olması bakımından önemsememiz anlamında bir telkin olsa da ne yediğimize dikkat çekmesi bakımından bu slogan etkileyiciydi. Zira yediklerimizle beslenen vücudumuzun bundan olumlu ya da olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmazdır. Kaldı ki, ne yediğini önemsemesi, her müminin göstermesi gereken bir hassasiyettir. Çünkü diğer mukaddes kitaplar Tevrat ve İncil’de olduğu gibi, Kur’ân-ı Kerim’de de müminlere, “yediklerinin temiz ve helal olması” emredilir. Nitekim birçok ayetin ortak manasıyla Allah Teâlâ’nın bu husustaki emri açık ve nettir. “Ey insanlar! Allah’ın size yeryüzünden rızık olarak verdiği nimetlerin helal ve temiz olanlarından yiyin ve verdiği bu nimetlerden dolayı Rabbinize şükredin.” (Bkz. Mâide, 88; Enfal, 69; Nahl, 114)
Kıymetli dostlar, rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de “helal ve temiz olanlarından yiyin” ibaresi var. Temiz olanları nasıl seçeceğiz gelin birlikte bakalım. Özellikle çocuklarımızın aile bayıla yediği ambalajlı ürünlerin içeriği ile ilgili araştırmalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuğunuza sütlü bir tatlı alayım diyorsunuz fakat ürüne sarı renk vermek amacıyla çocuklarda aktivite ve dikkat eksikliğine yol açan Tartrazin kullanılıyor! İsmine de kısmet demişler. Bunları tüketmek bu toplumun kısmeti olmamalı! Çikolata, süt diye satılan üründe binde 2 oranında çikolata var. Dahası, üründe çikolata aroma vericisi var. Geçenlerde kahvaltıya çikolata alayım dedim. Ambalajında kocaman kocaman fındık resimleri vardı. Çikolatayı çok seven birisi olarak tattıktan sonra neredeyse çikolatadan soğudum. Uzun yıllardır raflarda olan ve özellikle çocuklar tarafından tüketimi yaygın ürünlerden birini inceleyeceğiz: Ünlü bir marka. Üzerinde “Fındıklı kremalı rulo gofret” ifadesi bulunan ürün ambalajında da fındık görselleri yer alıyor. Üründe %4 fındık var! Market raflarında çocuklara yönelik satılan şekerlemelerden birini inceleyelim: Yine ünlü bir markanın Karpuz Aromalı Yumuşak Şekerlemesi. Ürün 160 gr.’lık paketlerde satılıyor. Ürün üzerinde “önce ekşi, sonra tatlı” ifadesi yer alıyor. Ürün içeriğinde sitrik asit, tartarik asit gibi asitler ve sodyum hidroksit gibi asitlik düzenleyici kimyasallar yer alıyor. Ürün içeriğine baktığımızda ilk 3 sırada; Şeker, İnvert şurubu ve Glikoz şurubu olduğunu görüyoruz. Üründe 100 gr.’da 76 gr. Karbonhidrat yer alıyor – ki bunun tamamına yakını ilave şeker olduğunu söyleyelim. Üründe bu karbonhidrat yüküne karşılık herhangi bir lif beyan yapılmıyor. Üründen alınan karbonhidratın tamamına yakınının kana hızla karışan ilave şeker olduğunu belirtebiliyoruz. Ürün bu haliyle 160 gr.’lık tek pakette inanması güç ama 107 gr. Şeker içeriyor. Bu da yaklaşık 50 tane küp şeker kadar ilave şeker demek oluyor. Üründe bu temel bileşenlerin – şeker yükünün yanı sıra nişasta ile asitler, asitlik düzenleyici ve renklendiriciler bulunuyor. Ürün ayrıca karpuz aroma vericisi içeriyor. Şimdi anne baba ve birey olarak oturup düşünelim. Zihnimizi ruhumuzu bedenimizi nasıl zehirliyorlar. Daha da elzemi toplumun buna kayıtsız kalması. Annelere çok iş düşüyor. Olabildiğince yiyecek içeceğe dair her şeyi evde hazırlayıp tüketmeli. Yediğimiz bu zehirlerin ruhumuza etkilerini başka bir köşe yazısında ele alalım istiyorum. Vesselam...