Çocuğu okula başlayan ebeveynlere 10 altın öneri- Uzm. Psk. Mence Nur Mutlu- Yeni Meram Gazetesi
Sevgili anne ve babalar; Okula ilk adım çocuğun yaşamında önemli dönüm noktalarından biridir. Bireyin sosyal hayatla tanıştığı, başarıyı ve başarısızlığı tattığı, arkadaşlıklar kurduğu bazense dışlandığı; Yani gerçek hayatla tanışmasının başlangıcıdır esasen. Bu serüvene başlarken de anne babalara bazı sorumlulukla düşüyor. Şimdi gelin okula başlama sürecinde bize ışık olacak bu altın önerilerden bahsedelim;
1- Çocuğum okula hazır mı?
İlkokul yılları bilindiği üzere motor becerilerin yani küçük el kaslarının en çok kullanıldığı dönemdir ve bu süreçte çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini yaşıtları gibi tamamlamış olması çok önemli. Eğer bu gelişimi tamamlamadan okula başlama durumu olursa çeşitli problemlerle karşı karşıya kalınabiliyor. Bunların en başında da 'öğrenilmiş çaresizlik sendromu' geliyor. Bu durum da ileriki yaşlarını takiben başarısızlıklar yaşamasına ve başarısız olduğuna inanmasıyla devam ediyor. Çocuğun bu durumu yaşamaması için; okula hazır olup olmadığı profesyonellerce uygulanan çeşitli testlerle saptanabiliyor.
2- Çocuğumun okula başlamasına ben hazır mıyım?
Okula başlama sürecinde yaşanan problemlerin en başında 'Ayrılma kaygısı' geliyor. Bu sorunun da en büyük kaynaklarından biri maalesef anne babaların çocuktan ayrılacağı kaygısını ona fazlasıyla belli etmesi. Ki belli etmese de çocuğun bunu zaten hissetmesi ve duyguyu bir sünger gibi çekip aynı şekilde yaşamasıdır. Bu problemin çözümü anne babanın iç görü geliştirmesi ve kaygı duyup duymadığını tartmasıdır. Eğer yoğun kaygı durumu var ise bir uzmandan yardım alınarak çözüme ulaştırmasıdır.
3- Çocuğuma okulu nasıl anlatacağım?
Çocuklar değişimden hoşlanmazlar rutini severler. Bir yolculuğa çıkmak bile bazen çocuklar için huzursuzluk verici olur ki okul hayatına başlamak da aslında uzun ve zorlu bir yolculuğun başlangıcı sayılabilir. Bu da çocuklarda ciddi düzeyde kaygı yaratır. Bu kaygıyı giderebilmenin aslında çok basit bir yolu var; 'KRONOLOJİK ANLATIM METODU' evet! Çocuğa; yaşayacağı her aşama en az bir kaç gün önceden, kronolojik olarak çok sade bir dille ve dürüstçe: Sabah kaçta kalkacağı, okula kiminle ve nasıl gideceği, derslerin kaçta başlayıp kaçta biteceği ve okul çıkışı onu nereden kimin alacağı. Şeklinde anlatılır ve kaygı düzeyi düşürülür. Böylece rahatsızlığı büyük oranda azaltmış oluruz.
4- Okulu ziyaret ve öğretmen ile tanışma
Evet, fırsatımız olabilirse çocuğumuzu öğretmen ile önceden tanıştırmak nasıl bir yetişkin ile okul serüvenine başlayacağını öğrenmesini sağlayacak ve kafasındaki soru işaretlerinden birini daha giderecektir. Okulu gezdirmek, sınıfını gezdirmek, lavaboların nerede olduğunu göstermek nerede yiyip içeceğini göstermekte çocuğun kendine duyduğu güvenin artmasına yardımcı olacaktır.
5- Yaşam saatlerini ayarlamak
Bu öneriyi de okula başlamadan önce mutlaka uygulamanızı öneririm okulun ilk haftalarında yaşanan en büyük sıkıntılardan biri de yaşam saatlerinin okula uymamasından kaynaklanır. Okula başlamadan en az 1 hafta önce yeme-içme, oyun, uyuma ve uyanma saatlerinin okula göre ayarlanması çocuğun okula uyum sürecini büyük oranda artırır.
6- Okulla ilgili güzel anılardan bahsetmek
Diğer bir önerim ise sizin yaşadığınız okulla ilgili güzel yaşantıların çocukla paylaşılmasıdır. Örneğin okulun ilk gününden, okuma yazmayı nasıl öğrendiğinizden ya da okulda yaşadığınız komik olaylardan bahsetmek hem çocuğun daha çok heveslenmesini hem de siz çok değer verdiği anne babasının da bu aşamalardan geçtiğini öğrenmesini sağlayacaktır.
7- Okulun kuralları mı, evin kuralları mı?
Her çocuk anne babası için biriciktir, eşsizdir ve kılını zarar gelsin istemeyiz pamuklar içerisinde büyüttüğümüz çocuğumuzun, evet kendi doğrularımız ve kurallarımız vardır aynı zamanda onun için. Fakat bu bizimle okul arasında yada öğretmen arasında hiç bir zaman çatışmaya dönmemelidir. Bu çatışma çocuğun okula ve öğretmene olan güvenini sarsmakla beraber okul başarısını düşürmekte ve davranış bozukluklarına yol açabilmektedir. Bunun için evin kurallarını okula uydurmaya çalışmak değil okulun kurallarını eve uydurmaya çalışmak okul sürecinde bizim ve çocuğumuz için çok daha stratejik bir hareket olacaktır.
8- Çocuk asla kıyaslanmamalı!
Evet, okul öncesi süreçte belki de iyi niyetle yüreklendirmek adına bir kıyaslamaya sokuluyor çocuklar. Bak kuzenin hiç korkuyor mu? Komşunun çocuğu senin gibi ağlıyor mu? Aaa bak herkes sana bakıyor hiç yakışıyor mu sana? Gibi cümleler çocuğun hevesini kırmakla beraber özgüvenini de en aşağıya çekiyor. Bunun için kıyaslama her dönemde yanlış olduğu gibi bu dönemde de kesinlikle yapılmaması gereken bir davranıştır. Yetişkinin bu süreçte kıyaslama yerine kararlı ve aynı zamanda şefkatli duruşu çocuğun yüreklenmesine zaten vesile olacaktır.
9- Vedalaşma kısa sürmeli
Çocuk okula bırakılırken dramatik uzun vedalaşmalar çocukta kötü bir yere gittiği ya da bir daha hiç buluşamayacakları mesajını verebilir. Evet, okula başlangıç anne baba için duygusal ve eşsiz bir an fakat yetişkin olarak güçlü duruş çocuğa çok daha yardımcı olacaktır. Kısa bir vedalaşma ve ardından yanağına bir öpücük okulun ilk günü için yeterli ve hoş bir vedalaşmadır.
10- Okul başlar oyun asla bitmez
Önerilerimden, benim için ve biliyorum ki çocuklar için de en kıymetli olanı: Oyun asla bitmemeli, sınırlandırılmamalı, engellenmemeli. Oyun oynamamak asla ceza olarak kullanılmamalı. Oyun oynayamayan çocuk hastalanmaya mahkûm olur iletişim ve hayal kanalı kapanır. İnsan için hava-su ne ise çocuk için de oyun o'dur!
2019-2020 eğitim öğretim yılının tüm anne babalara ve güzel çocuklara mutluluk getirmesini diliyorum. Eminim bu sürecin de üstesinden gelecek ve en keyifli anılarınızı biriktireceksiniz. Sevgilerimle.
Uzm. Psk. Mence Nur Mutlu
mencenurmutlu@gmail.com