Buyurun beyler cenaze namazına desem haksız mıyım?- Abdullah LEBLEBİCİ- Yeni Meram Gazetesi
Önce şu kıssayı bir hatırlatayım…
Sultan 4. Murad, kendi devrinde İstanbul’da içki ve tütünü zinhar yasak etmiş. Kahvehaneleri yaktırmış, ısrar edip emrine karşı direnenleri şiddetle cezalandırmış. Dört bir yana hafiyeler zaptiyeler saldırmış bütün bunlar yetmezmiş gibi bizzat kendisi de sık sık, tebdil-i kıyafet edip halkın arasında dolaşırmış. Ancak içki ve tütün müptelâsının gözünü korkutmak için, ne ferman, ne ip, ne kazık, ne zaptiye, ne de sultanın kendisi yeterli olmamış.
Çeşitli semtlerde tütün içilen gizli yerler türediği haberi bizzat sultanın kulağına kadar gelmiş. Bunlardan biri de, Üsküdar’daki meşhur miskinler tekkesi civarında, birinin içinden diğerine geçilen bir evmiş. Evin yola bakan kısmı, meşru olan bildiğimiz kahvehane suretinde imiş. Amma içinden açılan bir başka kapı ile tütün haneye geçilirmiş. Sultan Murad, tebdil-i kıyafet ederek derviş kılığına girmiş ve sözü edilen mekana gitmiş. Kahveci Sultan’ı tanıyamadığı için buyur etmiş.
“Baba erenler ne içersin?” “Kahve.” “Başka, tütün filan canın çeker mi?” “Yok.” Bu cevap üzerine kahveciyi bir telâş almış. Öyle ya, tütün içmeyen adamın burada işi ne. Ortalıkta padişahın tebdil-i kıyafet dolaştığı haberleri gezinirken, bu tedbirsizlik de olacak iş midir. Bir koşu, kahveyi hazır edip, dervişin yanına çöreklenmiş. “Baba erenler ismi hâliniz?” “Murad.” Kahveciyi bir ter basmış. “Sultan’ı da var mıdır?” “Var elbet.” Kahvecide bet beniz atmış, eli ayağı titreyerek “öyleyse buyrun cenaze namazına” deyip oracığa yığılmış. Sultan Murad, onun bu hâline pek gülmüş ve “bu seferlik af olasın” diyerek, oradan ayrılmış.
YIL 2003
Yıl 2003. Bugün olduğu gibi Yeni Meram gazetesinde yazıyorum. Tabi daha cesur, daha heyecanlı, biraz da tecrübesiz. Toprak Mahsulleri Ofisinin kapatılacağı bilgisi 2003 yılında gündeme bomba gibi düştü. Cesur, heyecanlı ama tecrübesi olmayan BEN ısrarla yazıyorum, yazmakla kalmayıp bire bir söylüyorum. Seydişehir’de TMO ajanslığının kapatılması yanlış bir karar. Diyorum ama çifti kardeşlerim bu düşünceme şiddetle karşı. Beni eleştiriyorlar, bununla da yetinmeyip AK Parti ilçe teşkilatına şikayet ediyorlar. Sonuçta “İSTENMEYEN GAZETECİ, İSTENMEYEN KİŞİ” oluverdim bir anda.
Yıl oldu 2024, Hububat alım sezonunda yeni yerine taşınan ve Toprak Mahsulleri Ofisinin geçici alım merkezinde depolanan buğdaylar, hava şartları nedeniyle Karaman alım Merkezine taşınamadığı gündeme bomba gibi düştü. Kış nedeniyle yollarının çamur olması, aynı zamanda bölgeyi bilmeyen yabancı bir şirkete ihale edilen nakliye kamyonların sahaya giremediği, hububat yığınlarının tehlike altında olduğu feryatları zirvede… Çiftçiler çaresiz, sabah akşam çözüm bulunmasını yetkililerden bekliyor. “Tek çözümün Seydişehir’e sabit TMO alım Merkezi’nin açılarak lisanslı depolama sistemlerinin kurulması” olduğunu ısrarla istiyor çiftçilerimiz… 2003 yılında yaşananları aktardım. Nihayet Akıllar başa geldi. GELMESİNE GELDİ de BİR FAYDASI VAR mı? Şimdi, Buyurun Beyler cenaze namazına desem haksız mıyım?
leblebici@gmail.com