BU YILDAN BEKLENTİMİZ!...- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
Savaşların, depremlerin, kazaların, acıların ve gözyaşlarının olduğu bir yılı geride bırakıyoruz.
Geride bıraktığımız sadece bunlar değil tabii ki, sporundan siyasetine yerelinden ulusalına kadar yaşanan birçok olumsuz olayı da geride bırakıyoruz.
Kimi yeni yılda da devam edecek kiminin ise yankısı sürecek. Ancak en büyük dua ve temennim her ne sürecek olursa olsun hayırlı olmasıdır. Geçmiş yılın yaşattıklarının, bugün ilk gününü yaşadığımız yeni yılda bize tecrübe, bilgi ve birikim olmasıdır.
Yapacaklarımızı geçmişin tecrübesi ile daha dikkatli ve temkinli yapalım.
Yok ekonomiydi yok siyasetti yok spordu vs. derken ömür bitiyor. Bunun farkına varalım artık.
Belki farkına varması gerekenler bizden çok bazıları ama onlar zaten ne ömrün ne hayatın farkında olmayanlar. Evet yeni yıla girdik ama Siyonist bebek katili İsrail ve yardakçıları kan dökmeye masum sivil çocuk öldürmeye devam edecek ve bundan geri durmayacaklar. Ve bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu katillere kimsenin ‘DUR’ demeye gücü yetmeyecek (şimdilik).
Dedim ya her anlamda çalkantılı bir yılı geride bıraktık. Hiç mi güzel şeyler olmadı elbette oldu ancak o güzelliklerin coşkusunu, mutluluğunu yaşayacak fırsat olmadı olamadı.
Millet olarak, ümmet olarak çok zor süreçlerden geçiyoruz. Geriye dönüp baktığımızda bu süreçlerin bize açtığı yaraların öyle böyle yaralar olmadığını görüyoruz.
Ancak içerisinde bulunduğumuz bu yılda hem yaralarımızı saracak hem de daha güçlü olmak için birlik beraberlik ve dirayetle daha güçlü olmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. En azından şahsi olarak umudum böyle. Bu umudu her zaman taşıdım bundan sonrada taşımaya devam edeceğim. İşte burada o meşhur alıntıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Filozof Eflatun’a iki soru sormuşlar: Birincisi; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun tek tek sıralamış:
“Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.”
Sıra gelmiş ikinci soruya; “Peki sen ne öneriyorsun?”
Bilge yine sıralamış: “Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.
Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR.”
Eflatun'un bu söylemine ne kadar uyuyor veya uymuyoruz bilinmez ama bu yıl bu ve buna benzer söylemlerin analizi ile doğru rota çizimi ile gerçekleşmesi beklentimiz olsun.
Hep klasiktir bu yıldan beklentim şöyle, böyle gibi ancak kimse o beklentinin kişinin kendi elinde olduğunu bir türlü tasavvur edemiyor. Savaş ve doğal afetlerin dışında bireysel olarak yaşadıklarımız veya yaşatacaklarımızdan bahsediyorum tabii ki. Yani yeni yılın bize getireceği tek şey, tarih rakamlarının değişimidir onun ötesi yine bize kalmış bir durumdur.
Artık 2024’ün ilk günündeyiz ve önümüzde yine uzun gibi görünen ancak sonuna gelindiğinde nasıl geçtiği anlaşılmayacak bir yıl var. Bu yılda da birbirinden önemli süreçler yine önümüzde. Öncelik ekonomi ve hemen ardından siyaset yani seçim var. Bunun yanında bir de spordaki gelişmeler var tabi. Bu zamana kadar hakemdi, VAR’dı, YOK ’tu derken bir aşamaya gelen futbol, şimdilerde yerini çok daha farklı alanlara bırakmaya başladı. Zaten popülaritesi zarar gören ve seyir zevki iyiden iyiye biten bu sektör, ilgi alanı dışında işlere bulaştırılarak değişik hallere sokulmaya başlandı.
Onun için bu yılın önemi, daha başından gelmeye başladı. Ancak bu önemi güzelliklerle doldurmak en büyük temennimiz. Dolayısıyla 2024’te öncelikle sağlığın, sonrasında insanlığın ve huzurun yanı sıra, mutluluğun ve doğruluğun yaşanacağı bir yıl olmasını diliyorum. Hayatımıza kazandıracaklarının çok, kaybettireceklerinin az olmasını temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla…