Bu neyin kafası?

Türkiye ekonomik bir darboğazdan geçerken, vatandaş evine ekmek götürmekte sıkıntı çekerken televizyon ekranlarında yayınlanan ‘dövizini-altınını bozdurana ev kampanyası’ reklamları, vatandaşla alay mı ediliyor sorusunu akıllara getirdi BU EVLERİ KİM ALABİLİR? TÜRKİYE yaşadığı ekonomik kuşatma ve döviz kurundaki dalgalanma nedeniyle zor bir süreçten geçiyor. Bu zor dönemde halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan ürünlere arka arakaya zam geliyor. Vatandaş cebindeki 3 kuruşun hesabını yaparken televizyon ekranlarında konut satışları ve uygulanacak indirimlerle ilgili reklamlar dolaşmaya başladı. Hazırlatılan reklamda dövizini ve altınını bozduran vatandaşa konut alımında çeşitli fırsatlar sunuluyor. Dar gelirli vatandaş geçim derdinde, evine ekmek götürmenin telaşındayken diğer kesim ise elindeki konut stoklarını eritmenin derdine düşmüş görünüyor. Soruyoruz bu kriz döneminde hangi memur, emekli, işçi, köylü, çiftçi para bulup da konut alabilir? ÜRETİMİ TEŞVİK EDİN BU satışa sunulan konutları almaya hangi çalışanın gücü yeter? Ülkemizdeki birçok insanın asgari ücretle çalıştığının farkında değilsiniz galiba! Daha çok üretim ve daha çok tasarrufun şart olduğu bu dönemde insanları tasarruf etmeye ve üretime teşvik etmek gerekirken konut alımına yönlendirmek ne kadar mantıklı? Türkiye’nin kalkınmasında en önemli rolü oynayan sanayi ve tarımın bu süreçte daha çok desteklenmesi, teşvik edilmesi, içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarılması gerekirken, üretim için teşvik şartken hangi mantıkla konut alın tavsiyesinde bulunuluyor anlamakta güçlük çekiyoruz. İnsanın aklıyla alay mı ediliyor? Bu süreçten çıkışın tek yolu tasarruf, daha çok üretim ve üretimin devlet tarafından desteklenmesidir.