DİĞER KATEGORİLER

Boşanmada nafaka l Nafaka ile ilgili merak edilenler, bilinmeyenler...

Avukat Beyza Serin, boşanan kadınların resmi nikah yapmadan imam nikahlı olarak başka bir adamla yaşamaları durumunda, imam nikahının bir resmiyete olmadığını vurgulayarak, “Kadının fiilen başka bir erkekle yaşaması yoksulluk nafakası verilmesine engel bir durumdur” dedi.

İSLAM OYUNLARI 6

Umay Hukuk Ofisinden Avukat Beyza Serin Yeni Meram gazetesine özel, son günlerde medyada yer alan boşanan kadınların nafaka almak için resmi olarak evlenmeden imam nikahlı olarak yaşamalarına ilişkin açıklamada bulundu. Av. Serin, “Nafaka, boşanmayla yoksulluğa düşecek lehine karşı taraftan alınan bir nafaka çeşididir. Boşanmadan sonra lehine nafaka hükmedilen tarafça bazı şartların varlığı halinde nafaka azaltılabilir veya kaldırılabilir. Nafakanın iptal edileceği durumlardan birisi de lehine nafaka hükmedilen kişinin yeniden evlenmesidir.” şeklinde konuştu.

YARGITAY KARARLARI VAR


Konuyu Medeni Hukuk açısından değerlendiren Av. Serin, “Medeni Hukukumuz bakımından dini nikahın herhangi bir geçerliliği yoktur. Ancak fiilen bir başkasıyla evli gibi yaşama durumunda nafakanın kaldırılması gerektiği hususuna Yargıtay kararlarında sıkça yer verilmektedir. Kadının fiilen başka bir erkekle yaşaması yoksulluk nafakası verilmesine engel bir durumdur. Boşanma davalarında nafaka bağlanma şartlarına bakıldığında öncelikle belirtilmesi gereken bir husus olarak nafaka yalnızca kadına tanınan bir hak değildir. Türk Medeni Kanunumuzda nafakanın kime verileceği hususunda cinsiyet bakımından ayrım yapılmamıştır. Kanun bakımından aranan şart boşamayla yoksulluğa düşülecek olmasıdır.” şeklinde durumu özetledi.

Av. Serin günümüzdeki yaşam koşullarında kadının çalışmadığı zaman yoksullaşacağına dikkat çekerek, “Günümüzde yaygın olarak evli eşlerden erkeğin çalışması esas olduğu için evlilik içerisinde kadın, erkeğin kazandığı parayla hayatını devam ettirmektedir. Boşanma durumunda da çalışmayan kadının yoksullaşacağı barizdir. Evlilik süresince kendi geliri olmayan taraf boşanma sürecinde ya da daha sonradan açabileceği bir dava ile kendi kusuru karşı tarafın kusurundan daha fazla olmamak şartı ile yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir.”dedi.

VELAYETTE TEMEL ŞART ÇOCUĞUN YARARIDIR


Avukat Beyza Serin, velayet ile ilgili olarak, “Küçüklerin yani 18 yaşını doldurmamış çocukların ve istisnai olarak kısıtlı ergin çocukların korunmasını, bakımını düzenleyen onların temsili oldukları hususunda sahip oldukları hak, ödev ve sorumlulukları velayet sahibi kimseler bakımından düzenleyen kurumdur.” şeklinde tanımladı. Serin, velayetinde bir takım şartların olduğunu paylaşarak, “Evlilik devam ederken çocuklar üzerinde anne-baba ortak velayete sahipken boşanma sonrasında küçüğün velayetini almak isteyen taraf açısından birtakım şartlar bulunmaktadır. Ancak burada temel şart çocuğun yaşı ve üstün yararıdır. Çocuğun yaşı, bakımı, eğitimi, sağlık açısından şartları, maddi durumu, güvenliği ve benzeri konularda çocuğun menfaatini taraflardan hangisi karşılayabilecekse velayetin o tarafa verilmesi beklenen bir durumdur. Örneğin henüz 1 yaşında anne sütüyle beslenen bir çocuğun velayetinin babaya verilmesi mümkün görünmemektedir. Burada önemli olan husus çocuğun menfaatidir. Bunun yanı sıra velayet davalarında bilirkişi raporları, hakimin takdir yetkisi ve tanıklar önemli rol oynamaktadır.” şeklinde konuştu.

BENZER HABERLER
16.01.2025 14:35
KTO Meslek Komitesi Başkanları İstişare Toplantıları’nın ikincisi yapıldı
16.01.2025 13:26
Konya Müftülüğü ve Mehir Vakfı, depremzede gençlerin yuvalarını kuruyor
16.01.2025 13:14
Konya heyeti Ankara'da bakanlarla kentin yatırımlarını görüştü
16.01.2025 13:07
Başkan Altay ve Başkan Kılca, Engelsiz Yaşam Merkezi’ni yerinde inceledi
16.01.2025 11:46
Sislerin arasında kalan Meke Krater Gölü havadan görüntülendi
16.01.2025 08:44
Konya'da baraj tünelinde vagon altında kalan işçi hayatını kaybetti