BİR TEŞEKKÜRÜN YETMEYECEĞİ KUTSAL BİR MESLEK

Her yıl 24 Kasım’da kutlanan Öğretmenler Günü, geleceğimizi şekillendiren, bilgi ve birikimleriyle bizleri aydınlatan, yol gösteren, en önemlisi de sevgi ve şefkatiyle bizleri yetiştiren öğretmenlerimiz için özel bir gündür. 

Bir öğretmen, sadece bir mesleği icra eden kişi değildir. O, bir ışıktır, bir yol göstericidir, bir rehberdir. Öğrencilerine sadece bilgi vermekle kalmaz, onlara hayata dair önemli dersler de verir. Onlara sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, sorumluluk almayı, doğruluk ve dürüstlüğü öğretir. 

Öğretmenler, bir toplumun en önemli yapı taşlarından biridir. Onlar sayesinde bir toplum gelişir, kalkınır ve geleceğe güvenle bakar. Öğretmenler, bir ülkenin geleceğini inşa eden kişilerdir. 

Bu anlamlı günde, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum. Onların emeklerine, fedakârlıklarına ve sevgilerine sonsuz teşekkür ediyorum. 

Kendimi bildim bileli eğitim sistemi ülkemizde hep eleştirilir. “Vay efendim millet uzaya çıkarken biz muratgilin damından bile atlayamadık” denilir. Bunların nedenleri niçinleri nasıl bu hale geldiğimiz münakaşa edilir. Herkes yaşanmışlıklarına eğitim seviyesine algısına göre yorum yapıyor. Hala da sorgulamaya devam ettiğimiz/edeceğimiz bir konu başlığı... 

Eğitim seviyemizin segmenti ile ilgili bir ara başlık girmek istiyorum... 

Kıymetli dostlar, enerjimizi, kaynaklarımızı ve motivasyonumuzu doğru idare etmek zorundayız. Çünkü yapacak çok işimiz var. 

Üniversitede fen bölümlerinden din derslerini, ilahiyat bölümlerinden de fen derslerini kaldırdık. Bunun sonucu ne oldu biliyor musunuz? 

Köydeki öğretmenle imam birbirini anlayamaz oldu. İmamın cemaati ile öğretmenin etrafındakiler de birbirine diş biler oldu. 

Nedeni çok basit: İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Öğretmen dini bilmiyor, ona karşı; imam da fen bilimlerini bilmiyor, ona karşı. 

Bu çarpık sistemi köklü revize etmeli. Mümkün mü? Ömrüm yeter mi bilemiyorum. 

Normalde eğitim sistemini tam anlamıyla oturtamamışken, dijital sistemde çocuklarımızı neler bekliyor zamanla göreceğiz.  

Evet sevgili dostlar, öğretmenler gününe geri dönecek olursak; bir şey daha ilave etmek istiyorum; böyle özel günlerde, sağcılar, ilk öğretmenimiz Peygamber efendimiz’dir der ve O’nunla(sav) ilgili yazılar yazar. Solcular ise, ilk öğretmenimiz Atatürk’tü der ve onunla ilgili yazılar yazar.  

Bir de arada kalan bir güruh var; ne diyeceğini bilmeyen nerede duracağını bilmeyen... Böyle özel günlerde birlik beraberlik içerisinde olmamız gerekirken ayrıştığımız için üzgünüm.. Aslına bakacak olursak öğretmenimiz Rabb’imiz... Rabb; terbiye eden eğiten öğreten anlamındadır. Der ve konuyu burada tamamlarız... 

Bizi eğiten öğreten farkındalık oluşturan gönlümüze dokunan zirveye taşıyan nefes alan nefes veren  tüm güzel öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutluyorum...