Bir Milletin Köklerine Dönüş- Tulin Aysan- Yeni Meram Gazetesi
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarımı yalnızca bir geçim kaynağı olarak değil, bir ulusun bağımsızlığı ve kalkınması için vazgeçilmez bir sektör olarak görmüştür. Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözü, Türk milletinin kırsal kesimine ve tarım emekçilerine verdiği değerin en açık göstergesidir. Bu bakış açısıyla, tarıma yönelik devrimsel adımlar atarak, köylünün üretime katılması, modern tarım teknikleri ile donatılması ve milli ekonomiye katkıda bulunması için güçlü bir temel oluşturmuştur.
Atatürk’ün Tarıma Verdiği Önem ve Yaptığı Yeniliklerden kısaca bahsedecek olursak;
Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülke ekonomisinin bel kemiği olan tarım sektörü, modernleşmenin öncüsü oldu. Atatürk, kırsal kalkınmayı hızlandırmak amacıyla tarım alanında birçok yeniliği hayata geçirdi:
Ziraat Bankası ve Kooperatifçilik: Tarımsal üreticilerin finansman ihtiyacını karşılamak için Ziraat Bankası’nı güçlendirdi ve çiftçilerin dayanışmasını teşvik etmek amacıyla kooperatifleşme hareketini başlattı. Bu sayede, çiftçilerin elverişli koşullarda kredi alabilmesi ve üretim gücünün artması sağlandı.
Modern Tarım Teknikleri ve Bilimsel Yaklaşımlar: Tarımın bilimsel bir altyapıya oturması gerektiğine inanan Atatürk, bu alanda araştırma yapmak ve yeni teknikler geliştirmek amacıyla Ziraat Enstitülerini kurdurdu. Atatürk Orman Çiftliği gibi model çiftlikler kurarak modern tarım yöntemlerini halka örnek olarak sundu ve bu çiftlikler aracılığıyla hem eğitim hem de araştırma faaliyetleri desteklendi.
Tarım Kanunları ve Arazi Reformları: Tarımsal üretimi artırmak ve toprak sahipliğini düzenlemek amacıyla birtakım kanunlar çıkarıldı. Çiftçilerin toprak sahibi olabilmesi için gerekli adımlar atılarak köylünün kendi tarlasına sahip çıkabilmesi sağlandı.
Ziraat Okulları ve Teknik Eğitim: Tarım eğitimi için Atatürk, ziraat okulları kurdurarak köylülerin modern tarım teknikleri ile tanışmasını ve bilimsel bilgiye dayalı üretim yapmalarını teşvik etti. Böylece, tarımın eğitilmiş iş gücü tarafından sürdürülebilir hale gelmesi hedeflendi.
Atatürk’e göre tarım, yalnızca bir üretim faaliyeti değil; aynı zamanda bir ulusun geleceğini şekillendiren stratejik bir unsurdu., tarım alanında kendi kendine yetebilme ilkesini benimseyen, dışa bağımlılığı azaltarak milli ekonominin güçlenmesini sağlamak için büyük çaba gösterdi. Atatürk Orman Çiftliği’nin kurulması, Türk tarımına modern bir vizyon kazandırmak ve tarımsal üretimde verimliliği artırmak için atılan simgesel bir adımdı
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasının kırsal kesimdeki üretimin güçlenmesine bağlı olduğuna inanıyordu. Onun bu alandaki vizyonu, bugün hala geçerliliğini koruyan bir miras olarak ülkemizde uygulanmakta son dönemde tarımsal üretim planlaması ile üretimin önemi ülkemizin her bölgesinde il ilçe müdürlükleri tarım danışmanlar ile üreticilerimiz bilinçlendirilip planlı üretime teşvik edilmekte.
Cumhuriyetimizin 101 yılında yurdumuzda tarımsal kalkınma projeleri ile katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkür ederim.