Bir GARİP ÇELİŞKİLER ÜLKESİ- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli Okurlar; 2023 Yılına sayılı günler kala gündem bir anda EYT’de yaş sınırının olmayacağının açıklanmasıyla değişiverdi. Bende dahil olmak üzere yaş sınırıyla çıkmasını beklediğim EYT’nin bu şekilde açıklanması hiç şüphesiz belli bir kesimi memnun etse de, farklı bir açıdan bakıldığında getireceği ekonomik yük oldukça ağır olacak.
Hali hazırda 14 milyon emekli vatandaşımız bulunmakta. En az 2 milyon vatandaşımız daha eklenecek etti mi sana 16 milyon! Bir de her sene yaklaşık 50 bin vatandaşımız daha emekliliğe hak kazanıyor ve rakamlar gitgide büyüyor. Hal böyle olunca devletin üzerindeki maaş yükü artıyor ve bu tablo bizleri hayat pahalılığıyla karşı karşıya getiriyor. 40 ve 50 yaş bandındaki insanların emekli olması bir sıkıntıyı daha beraberinde getiriyor. Nitelikli iş gücü!
Şimdi olaya bir de işveren açısından bakalım; aklınıza gelen her yeri şöyle bir düşünün, istihdam edilen personelin en kalifiyeli veya en bilgili yaş grubunun 40 ve 50 yaş arasında olduğunu göreceksiniz. Sanayideki ustasından tutun da, bankada çalışan personeline kadar bu yaş grubu bilgi ve tecrübesiyle işverenlerin en değer verdiği işçi hükmündeydiler. Şimdi bu yaş grubunun büyük bir çoğunluğu emekliliğe hak kazandı ve büyük bir nitelikli iş gücü açığı oluşacak. Hadi diyelim emeklilikten sonra çalışmaya devam edecekler, bu sefer de işverene kıdem tazminatı yükü yüklenmiş olacak. Bakan Nebati’nin KGF ile işvereni destekleyeceklerini açıklaması olumlu bir gelişme gibi görünse de, sonuçta bu paralar işveren tarafından ödenecek ve işveren devlete bu sefer de devlete borçlanacak. Nitekim sonuca bakıldığında mutlu kesim işçi, mutsuz kesim işveren olarak özetlenebilir.
Bir başlıkta BAĞ-KUR ve SGK arasındaki prim farkına açmak istiyorum. Bir tarafta 9000 prim günle emekli olabilen BAĞ-KUR’lu, diğer tarafta 5000 prim günü ile emekli olabilen SGK’lı. Bu eşitsizliğe neden dur denmediğine dair inanın zerre fikrim yok. Prim tutarı desen hemen hemen aynı tutarlar ödeniyor, sigortalılık süresi desen ikisi de 25 yıl. Biri işveren diye 9000 gün dolduracak, diğeri işçi diye 5000 günden emekli olacak öyle mi? Üstüne üstlük daha az prim ödeyen SGK’lı, BAĞ-KUR’ludan daha iyi maaş alacak. Araştırın, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok. Burda da BAĞ-KUR’lulara yasa meclise geldiğinde kolaylık sağlanmalıdır. Zaten battı balık yan gidiyor, en azından bu iki kesim arasında adalet sağlanmalıdır.
Yazımın son paragrafını ise emeklilere verilen maaş zammına ayırmak istiyorum. Asgari ücretin %54 oranında arttırılması emekliler arasında beklentiyi doğal olarak yükseltti. Enflasyonun tavan yaptığını da düşünürsek en az %40 - %50 arası bir zam oranı bekliyordu emeklilerimiz. Fakat atladıkları bir husus var; asgari ücreti özel sektör ödüyor, emekli maaşlarını ise devlet. Yani sizin olmayan bir paranın üzerinden konuşmak veya onu dağıtmak çok daha kolaydır. Ama iş kendilerine gelince %30’u uygun bulmuş devlet erkanımız. Ne diyelim hayırlısı olsun….
Saygılarımla.