DİĞER KATEGORİLER

BAŞLARKEN...KON kalbime YA güzel!..

BAŞLARKEN...KON kalbime YA güzel!..- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Saygıdeğer okuyucularımız!

Ben Yaşar Barışık; emekli eğitimci, idareci, şu an Selçuklu İlçesi Feritpaşa Mahallesi muhtarıyım. Yılların birikimi olan Konya Tarihi fotoğraflarımı, Konya adetlerini, gelenek ve göreneklerini, şehrimize ait çok özel bilgi ve belgelerimi bundan böyle her salı günü köşe yazısı olarak sizlerle paylaşacağım. Konya'mızın değeri Yeni Meram gazetesinde bana bu güzel fırsatı veren tüm yetkililere saygı ve teşekkürlerimi sunarım.
Konya diye söze başlarken şöyle bir başlık kullandım: KON kalbime, YA güzel KONYA... İşte Konya ancak bu kadar güzel bir başlık ile anlatılabilirdi, ilk yazımın başında! “Gez Dünyayı, Gör Konya'yı” sözleri de şehrimizin ne kadar özel bir belde olduğunu en güzel şekilde vurgulamaktadır. Çünkü Konya Belde-i Muhayyere yani övülmüş bir yerdir. Peygamberimize 3. hicret beldesi olarak tavsiye edilmiştir. Dünyada en çok evliyaların, enbiyaların Allah dostlarının, deli görünümlü meczupların (Allah dostlarının) olduğu bir şehirdir. Tüm bu değerlerimizi zaman zaman tanıtacağım.


Konya manevi iklimi ile insanları kendine çeken, buram buram tarih kokan bir şehirdir. Burada size kısa bir anektodu paylaşacağım; Yıl 1980, Almanca Öğretmeni olarak ilk kez Muş'a tayin edildim. Arkadaşlarla Muş Lisesinde pansiyonunda kalmaya başladık. Kendimize bir kaç kullanacağımız bir şeyler alacaktık. Muş ve doğu illerinde bura halkı çayı kesinlikle süzgeç kullanmadan içerler. Biz tabi alışık olmadığımız için Konya Almanca mezunu ama Antalya Manavgatlı olan bir arkadaşımla çarşıya çıktık. Çay süzgeci arıyorduk. Bir dükkana selam verip girdik. O yıllar 75-80 yaşlarında bir amca “buyurun hıyır mı dedi?” Biz tabi önce anlamadık, buyurun hayır mı, ne istiyorsunuz demekti. "Amca" dedik,  "Biz çay süzgeci arıyoruz. Sizde var mı?". “Siz yabancısınız, hoş gelmişeniz Muş'umuza. Memur musunuz” deyince, tabi kılık kıyafetlerimiz takım elbise kıravat...”Hayır amca, biz öğretmeniz” dedik, hayırlı olsun dileklerinde bulunup, süzgeci Muş'ta bulamayacağımızı, polis arakdaşlara sipariş verip Tatvan'dan getirebileceklerini söyledi. Bu arada tabi balıklı çaylar geldi (içinde çay posaları ile). Arkadaşa dönüp “Oğlum nerelisin dedi?” O da "Antalya Manavgatlıyım" dedi. Sıra bende idi. Bana sordu,  ben de "Konya" deyince o ihtiyar amca hemen ayağa kalkıp ceketinin düğmesini ilikleyip ellerime sarılıp öpmek istedi, ben de “Dur amca ne yapıyorsun, babam yaşındasın” dedim. Aynen şu ifadeyi kullandı bana: “Sen mübarek beldeden gelmişen, Hz. Mevlana diyarından gelmişen, dükkan senin , ne istersen al götür” dedi. Bu bana Konyalı olmak gururunu yaşattı. Ama bana gösterilen bu duruma Manavgatlı arkadaş biraz bozulmuştu. Her ne kadar dışarıdan Konya'ya görev icabı gelen kişiler ilk etapta isteksiz olsalar da, bunların çoğu burada emekli olup, Konya'ya yerleşmişlerdir. En güzel örneği Aydınlıkevler mahallesidir. Burası 1970’li yıllarında Konya’da çalışıp emekli olarak yerleşen ve kurdukları kooperatifler ile ev sahibi olanlardır. Saygılarımla...