AYASOFYA CAMİ OLSUN- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
Son günlerde Ayasofya tartışmaları gündemde tekrar cami yapılmasını isteyenler var. Müze kalsın diyenler var.
Değerli okurlarım Ayasofya 6.yy da yapılmış yaklaşık dokuz yüz yıl dünyanın en büyük ve yüksek ibadethane olma özelliğini koruyan bir yapıdır. Fiziki özelliklerinden başka manevi özellikleri de büyüktür. Hıristiyanların yanında biz Müslümanlar için de maneviyatı çoktur. Bir kere müjdelenmiş bir fethin sembolüdür. O fethin kılıç hakkıdır. Tarih içinde defalarca İslam orduları tarafından kuşatılmış ancak fetih edilememiştir. Birçok sahabe de o fetihlere katılmış, şehit olmuştur. Bunların en önemlisi de Ebu Eyyüb El Ensari’dir.
Nihayet 1453 yılının Mayıs ayının 29. günü fetih yapılmıştır. Fetih yapan ordu Türk ordusu olmuş. Komutanı da Fatih Sultan Mehmet’tir. Fetih günü Ayasofya’ya mahiyeti ile gelen Fatih oranın artık kılıç hakkı olarak kendi mülkü olduğunu beyan edip belgeletip cami olmasını istemiş ilk cumasını da orada kılmıştır. Ayasofya cami o şekli ile bırakılmamış cami adına vakıf kurulmuş kira getirmesi için kenarlarına dükkanlar yapılmış hatta depreme dayanıklı olsun diye duvarları ve kubbesi payanda duvarları ile desteklenmiştir. Yanına en üstün dereceli medrese de yapılmıştır. Bu hali ile cami 1934 yılına kadar gelmiştir.1934 yılında bir kararname ile müze yapılmıştır. Bu kararnamenin dış baskı ile çıkartılmış olacağını düşünüyorum. Bu baskıya direnme şansı yoktur. 2010 yılına kadar ülkemiz örtülü işgalde idi. Kararname ile cami müze haline getirilmiş. Dükkanları ve medresesi yıkılmış fetihten önceki haline getirilmiştir. Bu kararnamedeki M. Kemal’in imzası tartışılıyor. Güya o imza ona ait değilmiş. O izin vermemiş. Ondan habersiz müze yapılmış. Ben bunlara katılmıyorum cami müze yapıldıktan sonra M. Kemal 1935 yılında Ayasofya’yı ziyarete gelmiş yani müze halini de görmüştür. O halde şu sonuca varabiliriz: Başlangıçta karşı olsa da sonradan ikna edilmiştir. Sonra bu tartışmaların şimdi ne yararı var öyle veya böyle aradan 86 yıl geçmiştir. Ben farklı bir görüşteyim karşı olma ihtimali yoktur. 1918 yılında Mondros ateşkesinden sonra Anadolu’nun işgal edilmesi İngiltere avam kamarasında tartışılmış ve İstanbul’un da işgal edilmesi kararı alınmıştır. Yalnız Ayasofya hariç camilere dokunulmayacağını Ayasofya’nın da müze yapılacağı karara bağlanmıştır. Yani müze olma kararı 1918 yılında alınmıştır. O zamanda, 1934’te hatta sonrasında da yukarı da belirttiğimiz gibi karşı koyma ihtimali yoktur. Bu günde cami yapma tartışmaları var. Müze kalsın diyenler M. Kemal’in arkasına sığınıyorlar hatta ileri de gidip Sultan Ahmet caminin de müze yapılmasını istiyorlar. Cami olsun diyenler egemenlik kavramını öne sürerek, madem bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile müze yapılmış o halde yine bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile cami yapılabilir demektedirler. Bende egemenliğin devredilemeyeceğini iç ve dış etmenlere bakılmaksızın Fatih’in kılıç hakkı ve özel mülkü sayılan Ayasofya’nın mutlaka cami olmasını istemekteyim. Aziz Türk halkının isteği bu yöndedir. Yapılan istatistiklerde de isteyenlerin oranı yüzde 83’tür.