DİĞER KATEGORİLER

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR…

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR…- Muhammet GÜMÜŞ-Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi, her ne kadar ön plana çıkmıyor gibi görünse de hiç şüphesiz trafik kazaları sorunudur. Bayramlarda tatillerde veya buna benzer durumlarda yapılan “Aman dikkat” uyarılarını hatırlayın. Hatta bu tür tatillerin sonunda bilançolar açıklandığında onca insanımızı kazalara kurban vermişliğimize üzülür ah vah ederiz.

Ancak ne hikmettir bunca olaylar karşısında alınan onca önlemlere rağmen bu sorunun üstesinden tam olarak geldiğimiz söylenemez. Bunun sebeplerine baktığımız da ise birçok nedenleri sıralamak mümkün olabiliyor.

Kaç haftadır yazmak isteyip te gündem yoğunluğundan dolayı gelecek hafta yazarım dediğim konulardan birisi bu trafik konusu olmuştu. Hatta başlığı da “Trafik sorun yok sürücü sorunu var” olacaktı ama dediğim gibi gündemler o kadar yoğun ve değişken olunca bu yazıyı yazmak bugüne yani hafta sonu şehrimizde gerçekleşen ve ocaklara ateşin düştüğü kaza sonrası yazmak farz oldu.

Bildiğiniz üzere hafta sonu Yeni İstanbul Caddesi Sancak Tramvay Durağı önünde meydana gelen feci kaza da 19 yaşındaki sürücünün kullandığı otomobil karşıdan karşıya geçmeye çalışanlara çarpması sonucu aynı aileden 2’si çocuk 5 kişi hayatını kaybetti, çocukların da aralarında bulunduğu 5 kişi de yaralandı. Dün ise kazada vefat eden aynı aileden 5 kişi gözyaşlarıyla toprağa verildi. Bu feci kazada vefat edenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar ve yakınlarına da başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Acı büyük, hüzün tarifsiz yazının başlığında da ifade ettiğim gibi “Ateş düştüğü yeri yakar” Allah tekrarlarını göstermesin.

Şimdi artık bundan sonrası emniyet görevlilerin incelemesi ve yargının görevidir ancak her olayda olduğu gibi kaza sonrası gerek sosyal medyada gerekse de bazı platformlarda birbirinden ayrı yapılan yorumlarda kazadan farksız bir hal almış.

Ancak çok az bir kesimin dışında hiç kimse kendimizi sorgulamamız gerektiğine dikkat çekmemiş. Bugün büyük bir çoğunluğumuz bu yaşanan kazanın bir tarafı olacak potansiyele sahibiz. Kimimiz sürücü kimimiz yaya olarak trafikte bulunuyoruz. Sürücü aracında yaya ise yolda dikkat etmek zorunda değil mi? Ancak durum öyle olmuyor, özellikle son yıllarda hiç öyle olmuyor. Yollar genişliyor, araçlar yenileniyor, sistemler güncelleniyor vs vs ama asıl yenilenmesi ve güncellenmesi gereken bizlerde bir değişiklik olmuyor. Birçok kez dünyanın farklı ülkelerine gitmiş olan birisi olarak gördüğüm trafik bilinci maalesef ülkemizde birey olarak bizlerde çok bulunmuyor. Radar nerede, TEDES nerede, polis nerede gibi kaçamak yollar aramanın dışında kendi polisimiz kendimiz olsak, kendi radarımızı kendimiz sağlasak inanın çok daha farklı olacak.

Yeni nesil trafik kültür ve bilinciyle eğitiliyor özellikle trafik parklarında trafik polislerinin bizzat katıldığı eğitimlerle yeni nesile yaya eğitiminden sürücü eğitimine kadar ana temel bilgiler veriliyor. Ancak mevcut jenerasyon bunlardan bir haber olduğu için araca bindiğinde yolların fatihi benim edasıyla hareket ederek gözü başka bir şey görmüyor. Hafta sonu gerçekleşen kazada sürücü yaya teknik ve fiziki eksiklikler gibi birçok detaya bakılacak ve raporlar hazırlanacak. Yapılan yorumlarda da yolun karanlık olmasından tutun üst geçit bulunmamasına, trafik ışığından yaya geçidi levhasına kadar birçok ayrıntılar belirtilmiş.

Öncelikle ister sürücü ister yaya olarak kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor ‘Trafik kurallarına ne kadar uyuyoruz’? Önceliğimiz bu sorunun cevabı olmalıdır. Bakın Nalçacı Caddesinde çok kez şahit olduğum olay, tramvay rayını yoldan ayıran demir engeller olmasına rağmen bazı vatandaşlar kestirme olsun diye o korkulukların üzerinden geçmeyi tercih ediyor olması her ne kadar önlem olursa olsun işimize geldiği gibi hareket ettiğimizin en büyük göstergesidir.

Bunun yanısıra sürücülerin de ‘ben haklıyım’ edasından kurtulması gerek. Bakın Avrupa’da dikkatimi çeken bir detay şu oldu. Trafikte öncelik hakkı yayalara, sonra patenlilere, sonra kaykaylılara, sonra bisiklet ve Scooter türü araçlara aittir. Bir kaza da dahi değerlendirme bu yönde yapılıyor. Tabi yaya da yaya geçidinin dışında öyle pat diye yola atlamıyor. Yaya geçidinde ise ayağını attığı an araçlarda duruyor. Karşılıklı saygı ve anlayışla trafik bilincini uygulayabiliyorlar.

Bizde de bunun olması çok zor değil. Bunu birey olarak başarmak kendi elimizde bunun yanısıra karayollarına düşen kısmı karayolları, Belediyeye düşen kısmı belediye gereğini yapması gerekir. Ancak öncelikle bu saygı ve bilinçle hep birlikte katkı sunmamız gerekiyor. Aksi takdirde her acı olay sonrası suçlu aramaya devam ederiz. Canlar gitti aileler yok oldu. Şu olsaydı bu olsaydı demek kaybedilenleri geri getirmiyor maalesef. Bugün ateş düştüğü yeri yaktı, ailelere Allah sabırlar versin. Ancak bir daha böyle olaylar olmaması yine bizim elimizde. Sürücü olarak yaya olarak Belediye olarak Karayolları olarak herkes üzerine düşeni yapmazsa böyle acıları yaşamaya devam ederiz.