Asgari ücrette pastoral bakışlara itibar edilmemeli- Hamdi BAĞCI- Yeni Meram Gazetesi
Pastoral bakış da nedir? diyebilirsiniz, izah edeyim. Pastoral bakış, yönlendirici, yönetici bakış anlamlarına geliyor. Çoban kavramıyla ifade edilmiş. İşin özünde iyiliği isteme var ama neticede zaman zaman suistimal de edilmiş konu. Yani sizin iyiliğinizi istiyor gibi hareket etmişler ama sonuçta erklerin kendi iktidarlarını korumak için çalıştıkları, kendi çıkarlarını yürüttükleri görülmüş ve doğal olarak da insanlar da bu bakış açılarına tepki göstermiş.
Görüyorum ki, şimdi asgari ücret konusunda herkes bu bakış açısıyla yönlendirme yapmaya çalışıyor. İnsanlar özünde iyi niyetli gibi görünüyorlar fakat günün sonunda birileri kaybediyor birileri de kazanıyor. Birkaç ay önce, asgari ücret konusunda şu bankanın tahlili, bu kuruluşun tahlili derken, 23 bin lira tavan olmak üzere bir yönlendirici bakış kamuoyuna sürüldü. En son, net rakamı ise MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, Bloomberg HT'de katıldığı Varlık Yönetimi programında açıkladı. Burada Mahmut Asmalı, "Bana göre asgari ücrette yüzde 25'in üzerinde artış doğru değil" ifadelerini kullandı. Asmalı, açıklamasında şunları da söyledi: "Açık söyleyeyim enflasyon hedeflerine ve bu kadar verilen büyük mücadeleye zarar getirecek bir asgari ücret artışını biz doğru bulmuyoruz. Bana göre yüzde 25’in üstünde bir asgari ücret artışı doğru değil.” dedi ve hatta, bunun üzerinde verilecek bir rakamın popülizm olduğunu belirtti.
Mahmut Asmalı, tekstil sektörünün popülizm politikaları nedeniyle Mısır’a gittiğini, ülkemizde daha fazla popülizm politikaları devam ederse, birçok sektörün de ülkemizden gideceğini, iş dünyasının yaşadığı sıkıntıların anlaşılması gerektiğini izah etti. Gerçi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, belki de bir fırça babından, MÜSİAD’ın bu açıklamaları sonrası, “Şimdiden bir oran vermek Asgari Ücret Tespit Komisyonu’muzun iradesine ve hassasiyetine gölge düşürmemeli. Zira komisyon, tüm sosyal paydaşların olduğu bir yapıya sahiptir.” dedi ama özünde işveren açısından bakarsanız, Mahmut Asmalı Başkanın açıklamalarının tamamına hak verirsiniz, çünkü o açıdan baktığınızda Mahmut Bey doğru söylüyor. Fakat çalışan, gariban, ezilen vatandaş bu açıklamaya ne diyor? Bence asıl mesele bu. Çünkü, aldıkları bu paralarla insanlar ailelerini geçindirecekler ve hayatlarını idame ettirecekler.
Mevcut asgari ücret, Mahmut Asmalı Başkanın bakış açısıyla bakarsanız, yüzde 25 zam ile 22 bin lirayı bile bulmuyor ve bu da asgari ücretle çalışan, ülkemizin yüzde 45’lik kesimi için sefaletin sürmesi anlamına geliyor. Zaten Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da MÜSİAD Başkanının açıklamasına tepki gösterdi ve “Asgari ücret ile ilgili algı operasyonu yapılıyor. Asgari ücret enflasyona sebep değil. Asgari ücret bu ülkede geçim ücreti oldu. Bu ücretle bir hafta geçinebilir misiniz? İşveren örgütleri 17 bin lirayı gözünün önüne getirsin, insanların ailesi ile nasıl geçineceğini açıklasın. İnsan gibi yaşayacak, nefes alacak bir ücret tespit edilmeli.” dedi.
Peki, doğru bakış açısı ne olmalı? Bu konuda birkaç veri var, onları değerlendirmemiz gerekiyor. Bakın, geçtiğimiz salı günü Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, ekonomiyi değerlendirdiği bir basın toplantısı düzenledi. Bu basın toplantısında, yıl sonu itibariyle kişi başına düşen milli gelirin, 15 bin doları aşmasının beklendiğini izah etti. Neticede görüyoruz ki, ülkemizde aslında zenginlik artıyor. Peki ne oluyor? Sıkıntı nerede?
Şimdi, dolar yükselmiyor, euro hatta bir miktar düştü bile… Buna rağmen, markete gittiğinizde görüyorsunuzdur, bir önceki gelişinize göre markette hiçbir ürünün fiyatı aynı kalmıyor ve fiyatlar artmaya, zamlar konmaya devam ediliyor. Eskiden dolar artardı, dolar arttığı için girdi fiyatları yükseldi denir, onun için zam yapılırdı. Şimdi dolar yerinde duruyor, hammadde yerinde duruyor, elektrik, su, doğalgaz yerinde duruyor ama bir türlü nedenini anlayamıyoruz, markette zam durmuyor… Bu konuda mesela Mahmut Asmalı Bey ne düşüyor? Vatandaş nasıl yürütecek bu zamlarla? Şimdi marketler zaten zamlandırdığı için asgari ücret zamlanacak ya bakıyorsunuz bir de asgari ücret arttı diye zam koyacaklar. Koydunuz ya bir daha ne zammı?
Burada yapılması gereken asgari ücrete düşük zam istemek olmamalı, olması gereken, birincisi enflasyonun, gerekirse ekonomide 1 yıllık olağanüstü hâl ilan edilerek engellenmesi olmalı. Zamların önüne geçilmesi gerekiyor. İkincisi ise Türkiye’de birilerinin geliri artıyor, bu zaten rakamlara da yansıyor ama refah adil dağıtılamıyor. İşte bu sorunun da çözülmesi, gelir adaletsizliğini giderecek kalıcı çözümlerin bulunması gerekiyor. Bunları yaparsanız zaten vatandaş niye zam istesin? Emekli, asgari ücretli sıkıntılı da şunu da biliyoruz ülkede çok rahat bir kesim var. Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok ama bu aziz milletin de onurunun biraz korunması, bir adil gelir dağılımı oluşturulması gerekmez mi?
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın merhametini, vicdanını, adaletini zaten hepimiz biliyoruz, neticede Türkiye’de asıl bu dengenin sağlanması noktasının başarılması elzem. Ekonomik istikrar sağlanmalıdır, adil vergi, adil paylaşım, adil yaşam olmadan, büyük ülke olunmaz, bu gerçeğin yol açıcılığında asgari ücret görüşmelerini sürdürmek en doğru metot olacaktır.
Neticede yönlendirici bakış açılarını bırakın, sahanın gerçeğine bakın deriz biz.