ANA MUHALEFET PARTİSİ İKTİSAT POLİTİKALARINI KAMUOYUNA AÇIKLAMALI-Adem Esen-Yeni Meram Gazetesi
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununda siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez kurumları olarak şöyle tanımlanır : (Madde.3) “Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; Cumhurbaşkanı, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.”
Siyasi partilerin her biri farklı görüşlere sahip olsalar da parti içinde de çok farklı görüşler vardır. Dolayısıyla bir parti aslında benzer görüşlerin koalisyonudur. Zira aynı ideolojiyi sahip olsalar bile meslek, aidiyet, tahsil, il veya yöre, grup gibi pek çok farklı sebepten dolayı partilerde birbirlerine muhalif görüşler yer alabilir. Bunun yanında tüm partileri şekillendiren siyasi kültürü de ihmal etmemek gerekir. Bunların başında partilerde siyasi liderin esas belirleyici faktör olduğudur. Yani, “Kral öldü yaşasın yeni kral”. Bunun yanında büyük sermaye daha doğrusu müteahhitlik kesimi tüm partilerde ihmal edilemeyecek faktördür.
Partiler veya liderleri ne kadar etkilidir? Neyi değiştirebiliyor veya değiştiremiyor? Burada liderlik yapma, öncülük etme güven verme ile ilişiklidir. Bürokrasinin tavrı önemlidir. Ülke içi ve dışındaki gelişmeler de belirleyicidir.
Partiler iktidar olmak için hazırlık yapıyorlar mı? Elinde diploması veya niteliği olsun olmasın her makama adam bulmak kolaydır. Ama bulunanlar nitelikli midir? Yoksa kamunun nimetlerinden faydalanmak üzere mi gelmişler? Yoksa göç yolda mı düzülecektir? Yani “siz beni seçin gerisine karışmayın mı” denilmektedir? Böyle bir yaklaşımla demokrasinin gerektirdiği siyasi irade gerçekleşiyor mu?
Ana muhalefet partisi CHP’de genel başkan değişikliği olmuştur. Bugünlerde Tüzük Kurultayı yapılmaktadır.
Son yerel yönetimler seçimlerinde ana muhalefet partisi iktidardan daha yüksek oy aldı. Buna karşılık CHP lideri önce erken seçim istemediğini, ancak partisini iktidara hazırlama amacının olduğunu vurguladı. Bu kapsamda erken emeklilikle ve bir milyon öğretmenin atanmasını talep eden Saraçhane mitingi, buğday taban fiyatlarından tüm ürün fiyatlarına kadar taban fiyatlarının artırılmasını talep eden mitingler yapıldı. Son olarak da erken seçim dile getirildi. Ancak bu çerçevede Sayın Özel’in yani yeni CHP yönetiminin hangi iktisat politikalarını takip edeceği belirsiz görünmektedir. Bu çerçevede “altı ok” ilkelerinin nasıl anlaşıldığı kamuoyuna ilan edilmelidir. Bilindiği gibi altı ok cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık demektir. Mesela CHP genel başkanı bir sözünde devletçilik ilçesini yeşil ve mor renklere boyayacağını; yeşil ile yeşil ekonomiyi, mor ile de kadın haklarını kastettiğini belirtmiştir. Parti yönetimi bu ilkeleri günümüzde nasıl anlamaktadır?
Önceki genel başkan döneminde ekonomik konularla ilgili olarak bir toplantı yapılmıştı. Bununla ilgili değerlendirmemiz için bakınız: https://www.yenimeram.com.tr/ikinci-yuzyila-cagri-ve-cuhhuriyet-halk-partisinin-yeni-vizyonu-etkinligi-1-507324.htm
Son iki seçim öncesinde CHP ve ittifak yaptığı millet ittifakı (altılı masa), güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek üzerinde ısrarla durmuştu. Son mahalli idare seçimden beri mevcut cumhurbaşkanlığı sistemi üzerinde bir eleştiri olmayıp, daha çok eleştiri kişilere yönelik yapılmaktadır. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi veya güçlendirilişmiş parlamenter sistem hakkındaki politika net halde ifade edilmelidir.
Partini yeni yönetim bu kapsamda iktisadi konuların da açıklığa kavuşturması gerekir:
-Makro ekonomik politikaları nasıl olacak? İşsizliğin ve enflasyonun düşürülmesinde hangi politikalar takip edilecek? Üretim gücünün artırılmasında sanayi, tarım ve hizmetlerde neler yapılacak?
-Erken emekli sayısı artırılması öngörülüyorsa, hangi kurallara göre artırılacak? Emekli sayısının kaç olması öngörülmekte?
-Emekli maaşları düşük görülüyorsa ne kadar olması öngörülmekte? Bu maaşları hangi kaynaklardan finanse etmek düşünülmekte?
-Faiz oranları ve para politikasının nasıl olması gerektiğini düşünülmekte? Bu konudaki stratejileri nelerdir?
-Kamu personelinin artırılması istediğine göre kamu personel politikası ne olacaktır? Bu artışı nereden finanse edilecek? Yani vergi politikası neler olacaktır? Borçlanmanın dış ve iç unsurlarını nasıl düşünülmekte?
-Teşvik politikaları konusunda neler yapması düşünülmektedir? Tarım ürünleri taban fiyatları politikası ve bunun kaynakları nedir?
-Kamu malları tarifeleri hakkında neler planlanmaktadır?
-Yabancı sermaye konusundaki politikalar nelerdir?
-Asgari ücret politikası ne olacaktır? Bu politikalarını piyasaya etkileri ne olacaktır?
-IMF politikaları hakkında nasıl bir yöntem takip edilecektir?
-Hangi ülkelerin politikaları benimsenecektir? Yani takip etmek istenilen model bir ülke var mıdır? İskandinav modeli mi, Batı Avrupa Modeli mi, Uzak doğu modeli mi vs.Ve bu sorular artırılabilir. Tabii ki ekonomi politikaları sosyal politikalar, hatta eğitim, kültür, esnaf vesaire politikalarıyla yakından ilişkilidir.
Kısacası iktidara gelmeyi hedefleyen CHP yeni genel başkanı (veya cumhurbaşkanı adayı) detaylı iktisat ve sosyal politikalarını açıklaması gerekiyor. Mevcut sistemin ve iktidarın eksiklikleri ile hatalarından hareketle mağdur olan veya öyle olduğunu sanan kitlelerden oy almak mümkündür. Ama bu, sürdürülebilir iktidar imkanı sağlamamaktadır.