AMELE PAZARI…-Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi
Konya’ nın tarihi ticari dokusu içerisinde, “Amele Pazarı” Eski garaj ile şehrin ilişkisini kuran tarihi ticari hanlar dizisi ile kadınlar pazarı ve buğday pazarı arasında yer alan yollarla çevrelenmiş olan küçük kentsel meydandır.
Zamanının en yaygın çalışma şekli olan bir nevi köleliğin kalıntısı olan amelelik, her şehrin ortasında kendisine yer bulmuştur. Bulunduğu yere de adını vermiştir. Bu meydanlar ve pazarlar yoksul olmanın ne demek olduğunu ve insanı, bize anlatarak tarihe de bir dipnot olarak düşmektedir.
Bu meydanların ortak özelliği ise, güneş ışıkları doğmadan yola koyulanların umudunu fısıldamıştır. Akşam olup herkes çekilince koyu bir sessizlik çöker bu kentsel alanlara. Aynı gün içerisinde hem umut hem hayal kırıklığı yaşanmıştır bu meydanlarda…
Amele pazarı, şehrin sakinlerinden oluşan işsiz insanların gündelik veya saatlik olarak beden gücüyle çalışmak için sabah güneş doğmadan yolunu tuttuğu ve onları işe götürecek birilerini bekledikleri mekandır. Bu nedenle amele pazarları, kentin işçi ve iş verenle buluştuğu yerler olmuşlardır. Şehirler, Meydanlar ve pazarlar yerleri farklı olsa da hikayeleri benzerdir. Yoksulluğun, yokluğun somut hali ve hayatta kalma mücadelesinin en şiddetli yaşandığı alanlardır amele pazarları…
Amele pazarına, kentin dışından, köyden, kasabadan çoğunlukla da mevsimlik olarak çalışmak için insanlar gelirler. Pazar yerine işçi götürmek için gelen işverenler, kendi işlerine göre uygun işçileri seçerler. Her amele, her işe kendi istediği şekil gidemez. İş veren seçer, ne kadar işçi götüreceğini de o belirler.
Pazar çevresindeki esnafla da pek tanışmayan işçiler iş olduğunda çalışırlar. O gün iş bulamayan işçiler ise; sıralı dükkanların yer aldığı pazar alanının bir ucunda ve tuvaletin önündeki boşlukta akşama kadar ayakta beklerler. Akşam olunca da şehir içindeki hanlarda, küçük basit otellerde ya da şantiyelerde gece yatıya kalırlar.
Amele pazarı ve çevresi de bu şehrin toplum yapısının mozaiğini yansıtan sosyo-ekonomik yapının oluşmasında önemli katkısı olan bir alandır. Amele pazarı ile Cıvıl oğlu cami arasındaki sokakta babamın da yem sattığı bir dükkânı vardı. Bende okul yıllarımda, yaz tatillerimde babama yardımcı olmak için dükkânda bulunurdum. Çevre dükkanlar oto tamircisi, motor ustası vb. gibi çeşitli işlerle uğraşan esnaf yerlerinden oluşuyordu. Amele pazarı ve çevresi ise; ustası, işçisi, şehirlisi ve köylüsüyle toplumun her kesiminden insanların günlük gelip gittiği önemli sosyal yaşam alanlarından biri olmuştur.
Günlerden bir gün 20 Temmuz 1974 de Kıbrıs harekâtı başlamıştır. Barış harekâtına katılan Türk Silahlı Kuvvetleri 2. Ordu Konya ağır bakım istasyonundan çıkan askeri araçlar sevkiyat için, Mersin limanına giderken yol güzergahında bulunan amele pazarından geçer.
O gün, askeri araç konvoyu Amele Pazar’ının batısındaki dar sokağın köşesinden dönerken zorlanır ve yavaşlar. Askeri araçlar sokağı dönebilmek için ileri geri hareket ederken konvoy duruyordu. O anda amelelik yaparak geçimini sağlayan insanlar gündelik kazançlarıyla aldıkları meyveleri kasalarla ve sigaraları kartonlarla, üstü cergeli ve yarı açık askeri araçlara doldururlar. İşçilerin bu davranışları çevredeki komşu esnafların dikkatini çeker. Aynı şekilde esnaflarda yaşanan bu coşkuya ve heyecana eşlik ederler. Bu birliktelik ve bir olma coşkusu askeri konvoyun geçiş süresi boyunca devam etmiştir. Pazar yeri büyük bir coşkuyla ve heyecanla bayram yerine dönmüştür. O gün, amele pazarı tarihi bir olaya sahne olmuş ve zihinlerde iz bırakmıştır.
O günlerde vatan uğruna savaşanlar için, yoksulluk ve açlık içerisinde olan ameleler günlük kazancını feda edenler. İnsanlar vatan ve millet sevdasıyla elinde avucunda ne varsa paylaşmaktan onur duymuştur. Kıbrıs’ı küçük vatan diye düşünür. Gitmese de yüreği orası için atar. Mehmetçiğini dualarla uğurlayan, kendi yemeyip onunla ekmeğini paylaşan ve vatanı uğruna gözünü kırpmadan canını verecek kadar cesur insanlardır. Bu durum aslında Anadolu insanının samimi, saf ve dürüst duygusunun yansıtmasıdır.
“İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar...” Y. Kemal
Amele pazarı, tarihi ticari alanda iş ve işçi bulmanın belirleyicisi konumunda olmasından öte, sosyo-ekonomik hayatı yansıtan önemli bir mekandır. Burada “insan pazarı” ve “köle pazarı” diyaloğu hiçbir zaman olmamıştır. Pazar yerinde iş bulmak için beklemek, insanı ikinci sınıf insan statüsüne düşürmez. Aksine, helal kazancın arandığı yerlerinden biri olmuştur. Aynı zamanda Pazar yerleri sosyal dayanışma ve paylaşma mekânı olmuştur. Maddi olarak hiçbir şeyi olmayan fakat gönül zengin, onurlu ve inancı olan insanların buluştuğu yerdir.
Mekanlar ve insanlar vardır yıllar geçse de unutulmaz. Çünkü yaşanmışlıkların izleri geleceğin umutlarını besler ve belirler. Kentin geçmişinde yer alan bu tür mekanlar, insanlar ve yaşanmış olaylar kent belleğinde iz bırakmıştır.
“Bir ülkeyi, bir şehri tanımanın en bildik yollarından biride; orada insanların nasıl çalıştığına, birbirini nasıl sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır…” Albert Camus
Saygılarımla…