AKLIMA İKİZ KULELER GELDİ!

Cumartesi günü sabah ajanslara düşen Hamas'ın İsrail’e sızdığı haberi gündemi allak bullak etti. Önceleri böyle bir şeyin mümkün olmayacağı tarzında düşünceler oluşsa da, ilerleyen dakikalarda haberin dahası da ortaya çıkmaya başladı.
Öyle ki Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, cumartesi sabah İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamış sınırı geçerek askeri üslere sızıldığı görüntüleri paylaşılmaya başlanmıştı. Bunun yanı sıra Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmiş asker sivil fark etmeden birçok esir almışlardı. Olayın şoku ile dumura uğrayan İsrail tarafı ise onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Dünyanın şaşkınlık içinde kaldığı bu olayda tüm kesimler öncelikle nasıl olur da Hamas’ın çok korunaklı ve istihbaratı ile övünen bir bölgeye yüzlerce kişiyle girdiğini sorguladı. Atılan binlerce roketin birçok hedefe isabet etmesi ise her zaman altı çizilerek ifade edilen Demir Kubbe savunma sisteminin sadece yüzde 10 gibi bir bölümünü engellediği oldu.
Tabi ülkelerden gelen tepkiler ise yine bilindik İsrail savunuculuğu tarzında olunca, yıllardır İsrail’in Filistinlileri çoluk çocuk kadın ihtiyar demeden katletmesi evlerini yıkıyor, topraklarını gasp ediyor olması meşru bir olay gibi gösterilmeye başlandı.
Yıllar boyunca İsrail’in Gazze’de yaptıklarına 3 maymunu oynayanlar, böylesi bir durumda yeri yerinden oynatması ikiyüzlülüğün ve adaletsizliğin de en aşikar örneği oldu. Filistin’de çocukları anne ve babaların gözü önünde katleden İsrail bir anda masum terör kurbanı ülke konumuna geldi.
Bundan sonra neler olur bilinmez ama iyi şeylerin olmayacağının kesin olduğunu biliyorum. Çünkü daha önce yaptıklarına Batı'dan bazı ülkelerinde cılız sesleri nedeniyle rahat hareket edemeyen İsrail, bundan sonrası için arkasına önemli bir gücü de alarak bölge de estirdiği terörü adına savaş diyerek sözüm ona savunma hakkını kullanarak sivil katliamlarını sürdürecek.
Yazımın başlığına gelecek olursam da, neden aklıma ikiz kule saldırıları geldi? Dahası 11 Eylül saldırıları ve 22 yıldır süregelen komplo teorileri o kadar geniş bir yelpazede akıllara sunuluyor ki artık her olayda birçok teori dolaşıp duruyor.
Hatırlarsanız 11 Eylül 2001 tarihinde, terör örgütü El Kaide tarafından gerçekleştirilen saldırıların hedefleri, ABD’nin ekonomik ve askeri gücünün sembolleri olan önemli noktalardı. Böylesi büyük çaplı bir terör saldırısını Amerika beklemiyordu. Süper güç olarak bilinen ABD, tam olarak gafil avlanmıştı. 11 Eylül 2001'deki bu saldırılar, dünya genelinde tıpkı bugün İsrail’deki gibi büyük bir travma yarattı.
Dolayısıyla İsrail olayında böyle bir teori neden olmasın ki, diye düşünmeden edemedim.
Bilmiyorum ne kadar takip ettiniz ama ben cumartesi gününden itibaren izlediğim, dinlediğim, duyduğum birçok bilgiden teoriyi oluşturan başlıklar edindim.
Mesela en önemlisi her cumartesi İsrail’de gerçekleşen ve yüz binlerin katıldığı eylemlerdir.
İsrail'de Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve diğer sağ politikalarına karşı çıkan protesto hareketi, 6 aydır ülke genelinde gösterilerle devam ediyor. Çünkü İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon, tartışmalı yargı düzenlemesinde Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetimini azaltacak yasa tasarısına itiraz amaçlı ülke genelinde gün boyu süren protestolar ve sivil itaatsizlik eylemleri başlamıştı. Düzenlemeye karşı her hafta cumartesi akşamı ülke genelinde gösteri düzenleniyor Başbakan Netanyahu ciddi şekilde protesto ediliyordu. Birçok yorumcunun dikkat çektiği olay ise geçtiğimiz cumartesi de başta Tel Aviv olmak üzere Hayfa, Batı Kudüs, Birüssebi ve Netanya gibi kentlerde yüzbinlerin katılacağı ve en kapsamlı protestoların olacağı yönündeydi. Öyle ki İsrail ordusunda aralarında savaş pilotları, denizaltı subayları, elit komando birliklerinin yer aldığı yüzlerce yedek asker de Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı düzenlemesine devam etmesi durumunda görevlerini sürdürmeyeceklerini açıklamıştı.
Şimdi durum böyle olunca Hamas'ın da cumartesi sabah saatlerinde sızıyor olması ister istemez soru işaretleri oluşturdu. Tabi bu sorular belki cevaplarını bulamayacak ama yine de bu köşede dursun. Bunun yanı sıra daha büyük bir planın ilk adımı olarak da düşünülebilir.
Şimdi tekrar o İkiz Kule olayı sonrasına gidelim. 11 Eylül 2001'deki terör saldırıları insanlık tarihinin en ölümcül saldırıları olarak kayıtlara geçmiş ve toplamda 2 bin 977 kişi yaşamını yitirmişti.
Bu olay sonrası Amerika’nın yanıtı bilindiği gibi işgallerle oldu. Ekim 2001'de, Amerika dönemin Başkanı George Bush önderliğinde ve koalisyon güçlerinin desteğiyle Afganistan’ı işgal etti. Bu saldırı, uluslararası koalisyonun desteklediği bir operasyondu. (Tıpkı şu an İsrail’in aldığı destek gibi) 20 yıl Afganistan’da kalan Amerika 30 Ağustos 2021’de Afganistan'dan çekildi. Tabi bununla da kalınmamış o dönem Amerika Afganistan'ı işgalin ardından Irak'a yönelik bir askeri operasyon başlattı. Edindiğim bilgiler doğrultusunda bu operasyonun temel gerekçeleri, dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin'in El Kaide'ye destek verdiği ve Irak'ta kimyasal silahlar bulunduğu iddialarıydı. BMGK'ndan karar beklemeksizin, 20 Mart 2003'te ABD tarafından Irak'a operasyon düzenlenmiş bu operasyon, yüz binlerce Iraklı sivilin yaşamını yitirmesine, milyarlarca doların harcanmasına neden olmuştu.
Şimdi İsrail olayına geldiğimizde karşımıza çıkabilecek tabloyu az çok tahmin edebiliyoruzdur. Yani olayın teoriden uzak bir gerçeklik gözlüğünün yansıması gibi…
Bakalım bu süreç sonrası hem Filistin’i hem bölgeyi nasıl gelişmeler bekliyor olacak. Gerçi cumartesi gününden bugüne kadar yaşananlar beklentilerin ötesinde olduğu gelen görüntülerden ortaya çıkıyor.
Kalın sağlıcakla.