AİLEYİ TEHDİT EDEN UNSURLAR

Kıymetli dostlar, son zamanlarda hayatımıza pek çok yeni kavram girdi. Pek çok kavramın içi boşaltıldı. Bunlardan birisi de “aile”.
Günümüzde aile kavramı, hiç olmadığı kadar çeşitli tehditlerle karşı karşıya. Bu tehditler, sadece ekonomik zorluklar veya toplumsal değişimlerden ibaret değil. Aksine, çok daha derin ve karmaşık sorunlar, aile yapımızı derinden sarsıyor.
Temel sorunların arasında özellikle “iletişim” karşımıza çıkıyor. Birbirimize itişmeyelim iletişelim. Yani sağlıkla iletişim kurmak için elimizden geleni yapalım. Çok sevdiğim bir söz var: Ne senin dediğin olsun ne benim dediğim olsun Allah'ın dediği olsun herkes mutlu olsun. Yani aslında biz göstergeyi Allah'ın rızasına yöneltip bunu bir yaşam biçim haline getirirsek hayatımız daha kolay akacaktır. Kalpleri birbirine ısındıran Allah'tır. Şöyle niyetlerimizi yeniden bir güncelleyip: Rabb’im bu yolculuğu bana kolay kıl, yükümü hafiflet! Dediğimizde inanın hissettiğiniz o dağ gibi yük puf olacaktır..
Aileyi tehdit eden unsurlar arasında, teknolojinin hızla gelişimi, hayatımızı kolaylaştırırken, aynı zamanda aile içi iletişimi zayıflatıyor. Sosyal medya, sanal oyunlar ve internet bağımlılığı, aile bireylerini birbirinden uzaklaştırıyor. Yüz yüze iletişim yerine, emojilerle (tabii kadınlar daha çok kullanıyor) veya kısa mesajlarla iletişim kurmak, duygusal bağları zayıflatıyor..
Bunun yanı sıra, çalışma hayatının getirdiği stres ve yoğunluk, aile bireylerinin birbirine yeterince zaman ayıramamasına neden oluyor. Evde geçirilen kaliteli zamanın azalması, aile içi çatışmaları artırıyor. Özellikle çocukların ihmal edildiği durumlarda, bu durum daha da ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Tüketim kültürü de aileleri olumsuz etkiliyor. Sürekli olarak yeni ürünler ve deneyimler satın alma isteği, aile bütçesini zorluyor. Maddi sıkıntılar, aile içinde gerginliklere neden oluyor. Ayrıca, tüketim odaklı bir yaşam tarzı, aile bireylerinin değerlerini ve önceliklerini değiştirebiliyor.
Ailemizi tehdit eden bu unsurlara karşı farkındalık geliştirmek, hepimizin sorumluluğunda. Öncelikle, teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmalı, ailemizle geçirdiğimiz zamanı artırmalıyız. Çocuklarımıza değerlerimizi aktarmalı, onlarla yakından ilgilenmeliyiz. Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, maddi kaynaklarımızı doğru yönetmeliyiz.
Unutmayalım ki, aile, toplumun temel taşıdır. Ailemizi korumak ve güçlendirmek, hepimizin geleceği için hayati önem taşıyor. Bunun için de önce kendimizi tanıyıp sonra karşımızdakini tanıdığımızda işimiz kolaylaşacaktır. Hepinize mutlu keyifli huzurlu bir ömür diliyorum.