99'DAN DERS ALMIŞIZ AMA YETERLİ DEĞİL- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Son büyük deprem gösterdi ki ülkemiz deprem gerçeği ile koyun koyuna yaşıyor. Bu acı ve acıtıcı, bu yıkıcı ve yakıcı gerçekle yaşamak zorundayız. Pekiyi devlet olarak, millet olarak bu acı gerçeğe uygun tedbirler alıyor muyuz? Evet biraz. Halkımızın önemli bir kesimi bu cevabımı beğenmemiş olabilir lakin Allaha şükür ki bu cevabım doğru. Şöyle ki;
1- Hatırlayın depremden önce tüm ülke olarak deprem tatbikatı yaptık. Bu bile farkında olduğumuzun belgesi idi.
2- 99 Depreminden sonra o günün hükümeti (Ecevit'in hükümeti) tarafından çıkarılan Deprem Kanununa bu günkü hükümette bazı kanunlar (mesela yapı denetimi) ekleyip binaların daha sağlam yapılması sağlandı. Bunun sonucudur ki bu büyük depremde 1999'dan sonra yapılan binalardaki yıkılma eskilere göre çok az oldu.
3- Yardım faaliyetleri de o dönemle kıyaslanmayacak derecede iyileşti. Hem kamu kurum ve kuruluşları (tüm belediyeler, Kızılay, AFAD, UMKE…), tüm STK’lar (İHH, Beşir, Ahbap, AGD, Ülkü Ocakları, Server, Yardım eli…), büyük şirketler, bankalar (bu arada en büyük zenginler maalesef beklenen yardımı yapmadılar), tüm Dünya büyük bir yardımseverlik örneği gösterdi. Yeterli mi elbette değil. Çok daha etkili, çok daha yararlı çalışmalar yapmak zorundayız (Mesela okullara mutlaka deprem dersi konmalı). Madden ve manen çok yıkıcı, hem mala hem cana kasteden, devleti ve milleti büyük zararlara uğratan DEPREM gerçeğine karşı aklın, bilimin, dinin, vicdanın gereğini yerine getirmek zorundayız.
4- Doğal gaza geçtiğimiz için deprem de yangın olmadı. Eğer hala soba ile ısınır olsaydık mazallah....
5- Okullara konulacak deprem dersinde enkaz altında kalanlar ve dışarda kalanlar nasıl davranmalı tam öğretilmeli. Depremi konu alan filmler çekilerek o büyük hengamede nasıl davranılması gerektiği işlenmeli (Hırsızlara, depremzedeleri manipüle edip, korkutup, yalanla yönlendirip...kefen soygunculuğu yapan adilere, ahlaksızlara karşı halk şuurlandırılmalı). Bu depremde bunların eksikliği görüldü.
DEPREMDE GÖZDEN KAÇANLAR
Bu hengame tam bittiği zaman yenilerini de göreceğimiz bir çok olumlu ve bazı olumsuz gelişmeleri de tarihe not düşmek adına yazıyorum:
a- İster parti çıkarı, ister vazife icabı, ister Allah rızası için, isterse insanlık namına, isterse propaganda için olsun milletimiz, bazen fert olarak, bazen kurumlar adına büyük bir seferberlik başlatıp büyük işlere imza attı.
b- Her olağanüstü dönem ve hadiselerde olduğu gibi yine çakallar, leş kargaları, sırtlanlar (hırsız, sapkın, ölüsoyucu, gaspçı, yalancı…) bir yanda, bülbüller, güller, aslanlar (kamuya ve STK’lara ait kurum ve kuruluşlar ile bu kuruluşlarda görev alanlar) karşı tarafta sahne aldılar.
c- Bir tarafta can kurtarmak için 24 saat uyumayanlar, canlarını tehlikeye atanlar, buldukları büyük miktardaki altınları, dolarları sahiplerine teslim edenler (Erdemliler Takımı); Karşı tarafta ise bu kaostan yararlanıp dükkanlara, çaresiz insanlara, yardım malzemelerine saldıran çakallar, akbabalar, leş kargaları (Ahlaksızlar Güruhu).
d- Bu dönemde en çok dikkat çeken konulardan biri de şu oldu; Aklı başında, dinini bilen bir Müslüman hiçbir zaman; “Yahu boş verin sağlam bina yapmayı, bu kadar çok demire, bu kadar pahalı betona gerek yok. Kader ne ise o olur…” demediği halde, tam aksine dindar bir insan olan Cumhurbaşkanımız halka, adeta yalvarırcasına “Gelin şu kentsel dönüşümü yapalım. Ülkemiz bir deprem ülkesi, eski binaları yıkıp yeniden yapalım….” dediği halde, dindar insanları ve yöneticileri suçlayıp yükü/suçu onlara atmak yanlışına düşenler oldu. Bunu yapanlar düne kadar, “Türkiye betonlaşıyor. Bu kadar eve, binaya, hastaneye gerek var mı? Rantsal dönüşüme hayır …” diyen insanlardı. Bu büyük afet gösterdi ki millet olarak bazı konularda siyasi ayrılığı bir tarafa koymak zorundayız. Terör gibi, salgın gibi, deprem gibi, yangın gibi ....
e- Muhalefet oy almak için kentsel dönüşüm projelerini engelleyerek siyasi adımlar attı. İktidar halkı KENTSEL DÖNÜŞÜM mevzuunda ikna edemedi. Her iki tarafta bunun siyasi karşılığını siyaseten alır, alacak. Pekiyi bu konuda verilen yargı kararları ne olacak? Tartışılmayacak mı?
İYİLİKLER ÖNDERİ YAŞAMALI
İslam ve Türk Dünyasının ağabeyi, mazlum milletlerin umudu olan bu büyük milletin ve onun kurduğu bu erdemli devletin mensupları olan bizler, bu sorumluluğumuza engel olacak her türlü çalışma ve girişimlere karşı uyanık olmak zorundayız. Bu, erdemli her milletin gayesidir. Rabbim bu büyük imtihanda devletimizin, milletimizin, halkımızın, masum ve mazlum kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Amin. Geçmiş olsun Türkiyem.