2023 GENEL SEÇİMİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Şimdiki tartışma konumuz da erken seçim. Hatta bazı tabirlere göre de birazcık öne alınan seçim. Önceleri muhalefet partilerinin önceliği “hemen seçim”di. Daha sonra erken seçim istediler. Biz hep seçimlerin zamanında yapılacağını vurguladık. Önceleri erken seçimi dilinden düşürmeyen muhalefet partileri, bir anda sustu. Belki de iktidarın ekonomik bağlamda dip yapacağını umdu ve bekledi.
Erken seçim için ilk fitili ateşleyen MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, salı günkü grup toplantısında, “Seçimi mayısta bitirelim.” derken partisinin seçime hazır olduğunu vurguladı.
Son olarak da Sayın Cumhurbaşkanı, AK Parti grup toplantısında 73 yıl sonra tekrar “Yeter, söz de karar da milletindir.” diyerek birazcık öne alınan seçimi işaret ettiler. Seçimsiz, aksiyonsuz sıkılan vatandaş biraz da ekonomik gerekçelere dayanarak erken seçime odaklandı. Önceleri hararetle baskın, erken ve hemen seçimi savunan muhalefetimiz dahi, seçim tarihi olarak 14 Mayıs 2023’ü benimsedi ve beyanatlar vermeye başladı.
Saygıdeğer altılı masanın değerli üyeleri daha yakın bir zamanda nisan ayı öncesinde yapılacak bir seçimi onayladıklarını, nisandan sonraki seçim tarihlerini desteklemeyeceklerini vurgulamadılar mı? Destek vermedikleri durumda cumhurbaşkanının meclisi feshedip ülkeyi seçime götürme yetkisi bulunuyor zaten. Şimdiye kadar dillendirilen erken seçim istekleri meclisin 3/5 çoğunluğunun oylarıyla -bu da 360 milletvekili yapıyor- seçime gidilebiliyor.
Bir meclis kararı ya da cumhurbaşkanının şu anda yazılı bir inisiyatifi olmasa dahi 14 Mayıs 2023’te genel seçime gideceğiz. Toplumumuzda bir deyim var, “İsa’ya da Musa’ya da yaranamadı.” diye. Yaşı müsait olan okurlarımız bilirler. Bir tarihte Refah Partisi ya da Saadet Partisi’nin ağır abilerinden bazıları ANAP iktidarda iken bu partiye geçtiler. Bırakıp gittikleri partideki arkadaşları, “hain” gözüyle bakarken ANAP’taki yeni yarenleri de “Siz selametçisiniz.” dediler. Tabii ki bu tekerleme, bu birikimli, bu hizmet aşkıyla yanan abiler için söylenmemiştir!
Ülkeyi yönetmeye talip, birikimli genel başkanların oluşturduğu, dışarıdan destekli altılı masamız var. Hepsi birikimlerini farklı etiketler altında hizmet olarak sunmaya hazır. Sayın Babacan, Sayın Kılıçdaroğlu mantığı ile, “Eğer altılı masa benim ismim üzerinde mutabık kalırsa hem rahat seçilirim hem de en iyi şekilde yönetirim.” dedi. Kendine göre haklıdır, bakanlık yapmıştır. Ancak liderlik ile başkanlık farklı şeylerdir. Aday gösterirsiniz, herkes başkandır. Ancak liderlik farklı meziyetler gerektirir. Bu işler başbakanlık ya da bakanlık atamasına da benzemez. Rahat kazanmak yoktur. Sandık vardır, samimiyet vardır, çalışma vardır. Vatandaşın sevgisi ve teveccühü vardır.
Herkes bir hesap peşinde galiba. Bir taraftan Sayın İmamoğlu ve HDP ile ilgili hukuki süreçler devam ederken bir taraftan da HDP’nin hazine yardımı alamaması CHP, DEVA ve Babacan’ın gündemine giriverdi. Ayrıca HDP’nin hoşuna gidebilecek anayasal söylemler Sayın Babacan’a ne kazandıracak? HDP’nin kapatılması durumunda farklı hesaplar mı yapılmaktadır?
Diğer taraftan altılı masanın 4 partisi adaylık konusunda Sayın Abdullah Gül Bey’le görüştü iddiaları var. Ya biz bilemiyoruz, bizden saklanıyor, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı belli ya da bulunamadı. Halbuki istedikleri lider bir cumhurbaşkanı değil. İstedikleri kamuoyu destekleri % 03, %09, %1, % 1,1, % 14 ve % 25 arasında değişen altılı masa, alınan kararları emir telakki edecek -dilim varmıyor-kukla bir cumhurbaşkanı istenmiyor mu?
Memlekette lider zor yetişiyor ancak ceket ilikleyecek adam ganimet. Çok rahat bulunabilir. Ya da altı düğmeli ceketi olan biri mi aranıyor?
Kafamızdaki soruların cevapları bir aya kadar alınacak. Seçimin havası, seçmenin ciğerlerine dolmaya başladı.
KONYASPOR
Konyaspor’la özdeşleşmiş Sayın İlhan Palut’un teknik direktörlük görevinden azledilmesi. Kamuoyu ve spor camiası bilgilendirilmeden... İlhan Hoca’yı sevdik, herkes kendinden biri olarak gördü. Ayrıldıktan sonra tüm nezaketiyle vurguladığı konular da yenilir, yutulur değil. Konyaspor CEO’su Mustafa Göksu, kamuoyunu sözde aydınlattı, “Profesyonel bir yaklaşım sergiledik” dedi. Bu profesyonel yaklaşım, zamanında Rıza Çalımbay’a da sergilenmişti.
Bizim bilmediğimiz, Hoca’nın çok büyük bir suçu, kusuru varsa lütfen söyleyin de cahilliğimizi giderelim. Ancak kararın tebligatı dahil bize yakışmadı, Mevlâna hoşgörüsüne yakışmadı. “Ne olursan ol, gel.” diyen Hz. Mevlana’nın torunları, İlhan Hoca görevdeyken bir Sırp ile anlaşmamıştır inşallah.
Usul yanlış. Usul hatası yapanların faturasını, hak etmediği halde Konya ödüyor. Usul hatasını yapanlara göre, bu bir nokta değil, bir virgülmüş. Yakın bir tarihte yollar yeniden kesişecekmişmiş.
Spor, centilmenlik olmalıdır.
Saygılar efendim.