DİĞER KATEGORİLER

105. YILINDA AMASYA GENELGESİ’NİN HATIRLATTIKLARI-1

105. YILINDA AMASYA GENELGESİ’NİN HATIRLATTIKLARI-1- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Milli Mücadele tarihimiz, peş peşe yapılan kongrelerde alınan önemli kararların sonunda kurulan TBMM ve onun yürüttüğü savaşlarla kazanılan zaferler neticesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihidir. Bu çetin ve zorlu mücadelenin önderi ve mimarı şüphesiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Amasya Genelgesi kongrelerin başlangıcını ifade eder (22 Haziran 1919) ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi hüviyetindedir.
Amasya Genelgesinin ilk maddelerinde “Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir “ denmiş ve yine “ Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi ile, çözümün millette olduğuna vurgu yapılmıştır. Genelgede bağımsızlık mücadelesinin yol haritası çizilmiştir.
Amasya Genelgesi’nde “İstanbul Hükümetinin vatan ve millet için sorumluğunu yerine getirmediği belirtilmiştir. ” O dönemde, bir teslimiyet Antlaşması niteliğinde olan Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan (30 Ekim 1918) sonra başta İstanbul olmak üzere, ülkenin birçok yeri işgal edilmişti. İngilizler Padişah, Hükümet ve Üst Bürokrasiyi kontrolleri altına aldılar, bu yolla her istediklerini yaptırıyorlardı. İstanbul başta olmak üzere birçok şehirden çıkışlar da İngilizlerin iznine bağlıydı.
Amasya’dan sonra Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış bu kongrelerde önemli kararlar alınmış, manda düşüncesinin kapıları kapatılmış, “Ya istiklal, Ya ölüm “ kararı alınmıştır. Nihayet 23 Nisan 1920’de “ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir “ esasında TBMM kurularak, bu meclisin kararları ve iradesi ile İstiklal Savaşları yürütülmüş ve ülkemiz Yunanlılar başta olmak üzere, diğer işgalcilerden temizlenerek, Lozan Antlaşmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurulmasına muvaffak olunmuştur.
Amasya Genelgesi’nin üzerinden 105 yıl geçti. Bugün ülkemiz için o genelgede belirtilen tehlikeler var mı? Açık soralım bugün “Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin bağımsızlığı tehlikede midir?”
Bu önemli soruya evet diyen de olur, hayır diyen de olacaktır. O zaman bugün karşı karşıya bulunduğumuz bazı meseleleri yüzeysel de olsa bir değerlendirirsek ve bazı soruları sesli olarak kendimize sorarsak, belki o zaman daha sağlıklı karar verilebilir. Bunlar siyaset üstü konulardır. Hepimiz aynı gemideyiz ve bu konularda herkesin ülkemizin geleceği ile ilgili sorumluluğu vardır.