MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAY ADAYLARI

Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin ikinci seçimlerine hazırlanıyoruz. Siyasi partiler ısınma turlarına başladı. Partilerin velinimeti, müşterileri seçmenlerin önemi bir kat daha gün yüzüne çıktı, çıkmakta ve çıkacak. Bir taraftan da süper yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanlığı makamı ve onun işini kolaylaştıracak bir parlamento seçimi var. Şimdiye kadar hep duyardık, ABD başkanları bazı kararları, bazı seçilmiş organlardan aldıramıyor ya da zorlanıyor diye.

Bizim sistemin uyumlu olan ya da aksayan yanlarını daha sonra birlikte idrak edeceğiz. Farz edelim ki seçmen inisiyatifini bir değerli adaydan yana kullanırken parlamento seçiminde de tercihini bir başka partiden yana kullanacak olabilir. En büyük handikap da koalisyon dönemlerinden çok çeken Türkiye, cumhurbaşkanı ve parlamento farklı bir aritmetik dağılım gösterirse nasıl hareket edecek? Nasıl bir uyum ya da uyumsuzluk yaşanacak? Kaldı ki Cumhur ve Millet İttifakı’ndan farz edelim tepede birer aday çıkarsa, ya da iki aday 2. tur seçimlerine kalırsa, gidilecek yer iki aday olacak. Ancak insanların bu iki adayı destekleyecek 10’un üzerindeki siyasi partilerindeki tercihleri ne olacak? Seçim gününe kadar belli mi olur, bazı siyasi partiler bazı ittifaklara dahil olabilirler. Bu katılım her iki ittifak için de geçerli olabilir.

Sayın Davutoğlu geçenlerde önemli bir söylemde bulundu. “Yılbaşından önce aday belirlenemez.” diye. Bu söyleme göre altılı masada bu iş konuşulmuş ve yılbaşına kadar aday konuşulmaması kararlaştırılmış olabilir.

Altılı masanın liderleri ve onların yaverleri fikirlerini ya da salvolarını atıyorlar. Bir siyasi parti çıkıyor “HDP ile aynı masada oturamayız” derken HDP yetkilileri de İYİ Partinin girdiği kıraathanede çay içmeyeceğini söylüyor.
[12:49, 02.10.2022] Hulya Toklu: Millet İttifakı’nda olmasa bile gizli olarak görüşülen HDP’nin tavrı belli. Daha önce Emek ve Özgürlük İttifakı ve Kürtlerin İttifakı adında iki adet ittifakla seçime gireceklerini ifade ettiler. Burada HDP, Selahattin Demirtaş gibi bir adayla seçime girip birinci turda aldığı oyu ikinci turda pazarlık masasına koymanın hesabını yapıyordur muhtemelen.

İYİ parti kazanacak bir adayla seçime girmeyi düşünürken “Sayın Yavaş da Sayın İmamoğlu da aday olabilir. Demokratik tercihleridir.” Dedi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına gelince de “Herkes aday olabilir ancak altılı masa noter değildir.” Diyerek bir bakıma tavrını da ortaya koydu. Kendisinin başbakanlığa aday olduğunu vurguladı, yaptığının bir fedakârlık olduğunu zikretti. Kabul edelim ki, İYİ Partinin kurulmasında emeği geçen zihniyet ülkücü zihniyettir. Sayın Mansur Yavaş gibi bir adaya onay vereceklerdir ancak Sayın Kılıçdaroğlu için aynı şeyi söyleyemeyiz.

DEVA Partisinde de vakti geldiğinde eğer bir çatı adayda anlaşılamaz ise muhtemelen Sayın Babacan potansiyel adaydır.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Davutoğlu, altılı masanın birikimlilerindendir. Gönlünden geçebilir, hakkıdır da. Ancak partilerin anketlerdeki destek oranları kuşkusuz etkili olacaktır.

Saadet Partisinin “olmazsa olmaz”ı yoktur. Zaten CHP’yi destekleme turlarına İBB seçimlerinde başlamışlardır. Sayın Kılıçdaroğlu ya da çatı adaya oy vermeleri kaçınılmazdır.

Gelelim CHP’nin adayına, Sayın Kılıçdaroğlu altılı masanın onaylaması durumunda “Adayım” demiştir. Ancak açık ve gizli olarak altılı masanın yarısının Kılıçdaroğlu’nun desteklemesi mümkün görünmüyor. CHP ve Kılıçdaroğlu’nun geçmiş seçimlerdeki başarısızlığın kapatılması için ya mecburi tepe aday ya da Kılıçdaroğlu’nun adaylığı söz konusudur.

Şöyle bir hesap da yapılabilir. Birinci turda bütün farklı ittifaklar ve siyasi partiler destekleyecekleri adayları belirler. İkinci turda da iki aday yarışacaktır. Bunlardan bir tanesi de Kılıçdaroğlu’dur. Tepki oylarını ve altılı masanın ortaklarının oylarını alarak cumhurbaşkanlığını almayı düşünebilirler.

Demokrat Partiyi unutmadık. Zira onları cumhurbaşkanlığı seçiminden ziyade milletvekili olmanın hesabı içindeler. Şimdi bazı basit konularda dahi anlaşmazlığa düşen Millet İttifakı, ortak aday konusunda anlaşabilecek mi? Birlikte göreceğiz. Ancak şunu da unutmamakta fayda var. Birilerinin ısrarla üzerinde durduğu ya da duracağı, ısrarcı olacağı bir çatı aday çıkarılırsa, bütün hesaplar altüst olur. Sayın Kılıçdaroğlu, 9-13 Ekim tarihleri arasında ABD’ye ziyarette bulunacak. Ziyaretin siyasi bir yönü yok. ABD’de yaşayan Türk öğrencileri ziyaret edecek. Herhangi bir davet ya da randevu talebi yok. Akabinde de Avrupa Birliği ve Ortadoğu ülkelerine bir dizi ziyarette bulunacak.

Yıl başına ne kaldı şurada? Memleket insanı 3 ay daha bekler.

Saygılarımla.