'FATİH’İN EDEBİYAT DURAKLARI'- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
1980 yılında tek sınavla üniversite tercihi yapılıyordu. Haziran ayının bir Cuma günü Şeker ilkokulunda sınava girmiş ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanmıştım. Öğrencilik döneminde Vefa ve Haseki semtlerinde kalmış, Tarihi Yarımadayı yürüme imkanı bulmuştum. Bu arada Fatih ve Eminönü’deki kaybolan camileri de tespit komisyonunda yazıcı olarak bulunduğumdan, rahmetli İbrahim Hakkı Konyalı’dan dinlediğim hususları müşahede etmiştim.
Gerçekten İstanbul her sokağı, her binası ayrı bir değerdir. Beyazıd Yangın kulesine çıktığınızda İstanbul’u seyrediyorsunuz. Pergeli buradan çevirince Osmanlı medeniyetinin pek çok mirasını bulmanız mümkündür. Bunun yanında Roma eserlerini e görülmektedir.
Turgay Anar’ın kaleme aldığı Fatih’in Edebiyat Durakları odla kitap Fatih Belediyesi tarafından yayınlandı (2022, 335 sayfa). https://www.fatih.bel.tr/tr/main/read/dosyalar/?file=1441-fatihin-edebiyat-duraklari-20230126-093418.pdf
Kitapta Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyet dönemindeki edebi eserlerdeki adı geçen mekanlar yer almaktadır. Böylece kitapta Türk edebiyat ve kültürünün neredeyse tüm şahıslarını bulmak mümkündür.
İlk bölümde Şeyhzadebaşı-Vezneciler Güzergahı Şeyhzade Camiinin köşesinde İstanbul’un orta noksanı gösteren yeşil somaki sütun ile başlamaktadır. Hemen karşıdaki Bukağılı Dede türbesi (eskiden Fatih Evlendirme Dairesi bu türbenin yanındaydı) bu civardaki kıraathaneler bir zamanlar Jön Türkler sebebiyle ordudan atılan subayların toplandığı Feyziye kıraathanesi; buraya gelenler ve Halk Kıraathanesi gibi mekanlar hakkında bilgi verilmektedir. Hatta halen Su Bilimleri Fakültesinin bulunduğu mahalde bir zamanlar Daruttalim Krıaathanesi varmış… Sonra Ferah tiyatrosu… Bir zamanlar meşhur olan Zeynep Hanım Konağı hem yapı olarak hem de sohbetleri çok meşhur imiş… Şimdi burası Edebiyat Fakültesi, Fen Fakültesi… Halen Üniversite Kütüphanesinin arkasındaki tarihi yapı Nahiye Merkezi, Huzur romanında bahsi geçiyor. İkinci bölümde Beyazıt Meydanı ve Çevresi işlenmiştir. Beyazıt meydan havuzu (tabii şimdi yok), sohbetlerin yapıldığı bir açık hava formu olan Küllük Kahvesi, Çınaraltı, Sahaflar Çarşısı, arkasında aradığın her şeyi bulabildiğin Çadırcılar Caddesi, Kapalı Çarşı (Türk romanlarından örnekler), Sarafim Kıraathanesi (burada süreli yayınlar, kitaplar numaralı imiş oturmanın da adabı varmış), Beyazsaray’da Kitapçılar Çarşısı (ben de burayı hatırlarım, çok kitaplar aldım).
Üçüncü bölümde Aksaray ve Çevresi işlenmiştir. Patrona Halil hamamının karşısında Hasıraltı Kahvesi, Acem’in Kahvesi, Mithat Paşa Konağı, Aksaray’da T. Fikret’in Babaevi, Ağaoğlu’nun Evi, Sinekli Bakkal (yakınındaki Keyci Hatun mahallesinde uzun süre oturmuştum) mekanlar muhtevalarıyla birlikte anlatılmıştır.
Dördüncü bölümde Süleymaniye-Şeyhzadebaşı-Vezneciler-Sarıgüzel-Atikali-Yavuz Selim-Draman güzergahı işlenmiştir. Bu bölümde Kara Surlarına da temas edilmiştir.
Beşinci bölümde Gedikpaşa-Divanlou-Nuruosmaniye-Mahmutpaşa-Çemberlitaş-Sultanahmet Meydanı (bu meydandaki büyük mitingler, buradaki hitabeler de yer alıyor)…
Altıncı bölüm Babıali- Sirkeci- Cibali güzergahına ait. Yedinci bölüm Haseki-Kocamustafapaşa-Yedikule güzergahı verilmiştir. (Haseki, Cerrahpaşa ve Yusufpaşa kısımlarının bende çok hatıraları var)
Mekanların değişimi konaktan işyeri haline gelmeye de örnekler veriliyor. Bazı yazarlar-fikir adamları birçok mekanın müdavimleridir.
İstanbul Üniversitesi civarındaki birçok bina (bunların bir kısmı halen fakülteler olarak hizmet veriyor) konak idi. Konaklarda edebiyat sohbetleri veriliyordu. Edebiyat sohbetleri genellikle konak sahibinin hayatıyla kayıtlı olmuş, vefatından sonra devam edememiştir.
Kitapta edebi eserler, dergi ve gazetelerin merkezleri, yayınevleri mekanları ile ele alınmıştır.
Edebi sohbetlerin bazen siyasi sohbetler haline geldiğine dair bilgiler de yer alıyor kitapta… Kitap eski ve halihazır resimlerle de zenginleştirilmiştir.
Nasıl tüm yollar Roma’ya çıkar denilirse, İstanbul’da da tüm yollar bir zamanlar Babıali’den geçermiş. Şimdi Valilik burada, yıllar önce basın ve yayın mekanları buradan taşınmıştır.
Böyle güzel bir eserin yazarını ve yayınlayan kuruma teşekkür ederiz. Aslında İstanbul’un her sokağı için ayrı bir kitap yazmaya değer…