Öpücük hastalığına yol açan Epstein-Barr virüsünün özellikle tükürük yoluyla temas, öpüşme, paylaşılan içecek veya yiyecekleri kullanma gibi yakın temaslar sonucunda yayılabildiğine dikkat çeken Dr. Emre Öztürk, “Virüs ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve iştahsızlık gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Öztürk, öpücük hastalığına yol açan Epstein-Barr virüsü (EBV) hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Öztürk, yakın temas, öpüşme ve sık kucaklaşmanın neden olduğu bu virüsün başta kanser olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkartabildiğini söyledi.
“Bağışıklık sistemi güçlendirilerek korunulabilir”
Epstein-Barr virüsünün, Herpesviridae ailesinden bir virüs olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Emre Öztürk, “İnsanlarda enfeksiyona neden olan bu virüs, genellikle çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde bulaşır ve gneellikle ‘kissing disease' veya ‘mononükleoz' olarak bilinen öpücük hastalığına yol açar. Ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve iştahsızlık gibi belirtilerle kendini gösterir. Virüs, özellikle tükürük yoluyla temas, öpüşme, paylaşılan içecek veya yiyecekleri kullanma gibi yakın temaslar sonucunda yayılabilir. Kişisel hijyen, öpüşme ve yakın temastan kaçınma, bağışıklık sistemini güçlendirerek EBV enfeksiyonundan korunabilirsiniz” diye konuştu.
“Damlacık yoluyla bulaşır”
EBV'nin, damlacık yoluyla bulaşan bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, “EBV'de özellikle tükürük yoluyla bulaşan enfeksiyonlar sık görülür. Virüs, özellikle damlacık yoluyla temas, öpüşme, paylaşılan içecek veya yiyecekleri kullanma gibi yakın temaslar sonucunda yayılabilir. Epstein-Barr virüsü enfeksiyonunun yaygın bir belirtisi öpücük hastalığıdır. Bu durum ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk ve genellikle karaciğer ve dalak büyümesi ile karakterizedir. Mononükleoz genellikle kendiliğinden iyileşen bir hastalıktır, ancak bazı durumlarda dinlenme ve belirtileri hafifletmek için ilaçlar gerekebilir” ifadelerine yer verdi.
“Ömür boyu sessiz de kalabilir”
Epstein-Barr virüsünün, Hodgkin lenfoması, Burkitt lenfoması, nazofarenks kanseri ve diğer bazı kanser türleriyle ilişkilendirildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Öztürk, “Çoğu insan EBV ile enfekte olmasına rağmen, bu kanser türlerinin sadece küçük bir yüzdesi EBV enfeksiyonu sonucunda gelişir. Epstein-Barr virüsü, bir kez enfekte olan bir kişide ömür boyu latent (sessiz) bir enfeksiyon oluşturabilir. Bu, virüsün belirli bir dönemde aktif hale gelerek hastalığa neden olabileceği anlamına gelir. EBV enfeksiyonlarının çoğu hafif ve kendiliğinden iyileşir, ancak bazı durumlarda ciddi sorunlara yol açabilir. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önerilir” şeklinde konuştu.
Bulaşı önlemek için alınabilecek önlemler
Uzm. Dr. Öztürk, Epstein-Barr virüsünün (EBV) bulaşmasını önlemek için bazı önlemler alınması gerektiğine dikkat çekerek, korunmak için dikkat edilmesi gereken unsurları şu şekilde sıraladı:
“Kişisel hijyen: Elleri sık sık yıkamak, özellikle yemek hazırlamadan veya yemekten önce, tuvalet kullanıldıktan sonra ve burun, ağız veya gözleri temas ettikten sonra, EBV ve diğer enfeksiyonlardan korunmada önemlidir.
Öpüşme ve yakın temastan kaçınma: EBV, genellikle tükürük yoluyla bulaşır. Bu nedenle, hastalığı olan kişilerle yakın teması sınırlamak ve özellikle enfekte kişilerle öpüşmekten kaçınmak enfeksiyon riskini azaltabilir.
Hijyenik alışkanlıklar: Kişisel eşyaların paylaşımını en aza indirgemek, özellikle bardaklar, tabaklar, çatal-bıçaklar, havlu ve diş fırçaları gibi öğelerin paylaşımını önlemek EBV ve diğer enfeksiyonların yayılmasını engelleyebilir.
Bağışıklığı güçlendirmek: Güçlü bir bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale getirebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, yeterince uyumak ve stresten kaçınmak önemlidir.
Hastalıklı kişilerle temastan kaçınma: EBV enfeksiyonu veya mononükleoz teşhisi konmuş kişilerle teması sınırlamak önemlidir. Bu kişilerle temas etmek zorunluysa, hijyenik önlemler alınmalı ve enfekte olmuş eşyaları kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Aşılar: EBV enfeksiyonuna karşı spesifik bir aşı bulunmamaktadır. Ancak, bazı ülkelerde bu önlemler EBV enfeksiyonundan korunmada yardımcı olabiliyor, riski tamamen ortadan kaldırmıyor.”
Uzm. Dr. Emre Öztürk, enfeksiyondan kaçınmak için her zaman dikkatli olmak ve temel hijyen uygulamalarına dikkat etmenin önemli olduğunu da sözlerine ekledi. (İHA)